Allah'ın bana verdiği nimetlerin kıymetini bilemiyorum. Nimetlerin kiymetini nasıl anlayabilirim ve başarıyı nasıl elde edebilirim?
Lemalar 128.sayfa ilk paragrafta; mesela müslümanları teknoloji ya da mimari vs. yönünden gelişime teşvik etmek yanlış mı olur? Üstad Hazretlerinin terakkiyat ve asayişi te’min etme olarak gördüğü yol nedir?
Lemalarda, "Çünki onlar, hayatlarını kemâl-i lezzetle evlâdlarının hayatı için fedâ ediyorlar, sarf ediyorlar. Öyle ise; insaniyeti sukūt etmemiş ve canavara inkılâb etmemiş herbir veledin farz olan bir vazîfesi de, o muhterem, sâdık, fedâkâr dostlara, hâlisâne hürmet ve samîmâne hizmet ve rızâlarını tahsîl ve kalblerini hoşnud etmektir." deniliyor. Bunu başarmanın formülü var mı, tavsiyeniz nedir...
Allah rızasını asıl gaye yaparak, ancak sınav zamanı gibi belirli koşulları da vakit olarak görmek suretiyle belirli sureleri belirli sayılarda okumak doğru mudur? Dinimizde böyle bir uygulama var mıdır? Sınavda başarı ve Fetih suresinin 41 kere okunması gibi.
"Bir gaye-i hayâlî olmazsa, yahud nisyân basarsa, ya tenâsî edilse, elbette zihinler enelere dönerler. Etrafında gezerler. Ene kuvvetleşiyor, bazen sinirleniyor. Delinmez nahnü olsun. Enesini sevenler, başkaları sevmezler." Lemaatte geçen bu ifadeleri izah edebilir misiniz?
Haram lokma, harama nazar ve haramla iştigal vs. Bunların hafızaya kötü etkisi olduğunu biliyoruz. Peki yabancıların ya da haram helal dikkat etmeyip istediği şekilde yiyerek istediği şekilde yaşayıp da çok zeki ve başarılı olmalarının sebebi nedir?
İnsanda harama bakmak alışkanlık haline geldiğinde her seferinde yapmayacağım dese de bunu başaramadığında nasıl bir yol izlemeli?
Ben bir okulda okul rehber öğretmeni (psikolojik danışman) olarak görev yapmaktayım. Meslekte daha ilk yıllarım. Fakat mesleğe başladığımdan beri meslekte kendimi yetersiz hissediyor, işimin hakkını veremediğimi düşünüyorum. Bu alanda kendini geliştirip çok güzel işler yapan meslektaşlarım da var, sadece evrak işi yapıp yatarak para kazananlar da. Ben ise çabalıyorum fakat yetersizlik duygusuyla b...
Acz elini nefisten çekse, doğrudan doğruya Kadîr-i Zülcelâl’e verir. Halbuki en keskin tarîk olan aşk, nefsinden elini çeker, fakat ma‘şûk-u mecâzîye yapışır. Onun zevâlini bulduktan sonra Mahbûb-u Hakîkî’ye gider.
Yukardaki yeri izah eder misiniz?
“Allah size şah damarınızdan daha yakındır” ile bizim ondan uzaklığımız nasıl anlaşılmalı? Bunun için bazen güneş misali de verilmektedir. Güneş bize yakın olduğu halde biz ondan nasıl uzak olabiliriz. Bir şey bir şeye yakın ise diğer şey de ona yakın olur ve diğerinin de uzaklığı söz konusu olamaz.? Yani “A” harfi “B” harfine yakın ise “B”nin de ondan uzak olduğu düşünülemez.? “B” de “A” ya yakın...