Burhanı İnayet Soru

Risalelerde geçen burhan-ı inayet veya inayet delilini izah eder misiniz?

"Cem‘-i kutbiyet ve ferdiyet ve gavsiyet ile üç sütun üzerine durur, râyet-i ulviyet-i Şeyh. Hakkānîdir, hitâb-ı Abdülkādir. İlhâm-ı Hüdâ, kitâb-ı Abdülkādir. Bâzü’l-eşheb ferd-i ferîd-i devrân, Gavs-ı A‘zam Cenâb-ı Abdülkādir." Soru

Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?

"Cenâb-ı Hakk’ı tanıyan ve seven, nihâyetsiz saadete, ni‘mete, envâra, esrâra ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır." Cümlesinin İzahı Soru

Yukarıdaki cümlede bilkuvve ve bilfiil mazhariyeti nasıl anlamalıyız? Kısaca izah eder misiniz?

"Cenâb-ı Hakk’ı tanıyan ve seven, nihâyetsiz saadete, ni‘mete, envâra, esrâra ya bilkuvve veya bilfiil mazhardır. Onu hakîkî tanımayan sevmeyen, nihâyetsiz şekāvete, âlâma, evhâma ma‘nen ve maddeten mübtelâ olur." Soru

20. Mektub'da geçen şu cümleyi izah eder misiniz? Evham, alam, şekavet nedir? Bunlara manen ve maddeten müptela olmak nasıl oluyor?

Dua ve Hidayet Soru

Kişilerin hidayete ermeleri kendi özgür iradeleri ve gayretleriyle olabilecekken, bizim biri için Allah'tan hidayet istememiz, o insan gayret etmediği sürece nasıl olacak merak ediyorum.

Düşmanın Hacatın Nihayetsizdir Soru

Birinci Söz'de geçen, "düşmanın hacatın nihayetsidir" cümlesini nasıl anlamalıyız?

Düşmanın Hacatın Nihayetsizdir Soru

Özellikle 1. Sözde ve kimi yerlerde geçen düşman kelimesinden ne anlamak gerekiyor, neler kastediliyor? kim-ne, kime-neye düşman ?

Ebu Hureyre (ra) Kimdir? Ne Kadar Hadis Rivayet Etmiştir? Soru

Ebu Hureyre (ra) kimdir? Hususen hadis rivayet etmesi ve hafızası hakkında bilgi verir misiniz?

"En nihâyet esâretimin sekizinci senesinde, en işkenceli ve en sıkıntılı bir zamanda, gâyet kuvvetli bir teselliye ve teşvîke muhtaç olduğumuzdan bana ihtâr edildi ki: “Bunu tahdîs-i ni‘met ve bir şükr-ü ma‘nevi nev‘inden izhâr et! Hem korkma! Kanâat verecek derecede kuvvetlidir..." Soru

Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri devamıyla birlikte izah eder misiniz?

Felsefeye göre İnsaniyetin Gayetül-gayatı Soru

Eflatun, Aristo, İbn-i Sina gibi adamlar "insaniyetin gayetül gayatı etteşebbühü bilvacib(Allah'a benzemek) "demişlerdir. Onlar bunu ilimlerindeki hangi noktaya dayanarak demişlerdir? Onları yanıltan ne olmuştur? Sanemperest, tabietperest, nücumperest gibi şirk taifeleri onların hangi görüşlerinden faydalanarak meydana çıkmıştır?