Özellikle 1. Sözde ve kimi yerlerde geçen düşman kelimesinden ne anlamak gerekiyor, neler kastediliyor? kim-ne, kime-neye düşman ?
İnsan aciz ve zayıf olarak yaratıldığı için bir çok şeyden rahatsız olur. Çok şeyler onu taciz edip acizliğini ve zayıflığını his ettirir.
Kâinatta, zerrelerden yıldızlara, mikroplardan en büyük yırtıcı hayvanlara kadar her şey Allah’ın emrindedir ve onun mahlûkudur. Onun izni ve müsaadesi olmadan kuru yaprak dalından düşmediği gibi hiçbir mahlûk da kendi başına buyruk hareket edemez. Her şey o Halık'ın koyduğu nizam ve intizam dairesinde hareket eder. Bu imanlı bakış açısı insana huzur ve güven vermektedir. Onun nazarında her şey, Rabbinin kulu ve mahlûkudur. Dolayısıyla herşey munis birer dost ve arkadaştır. Ancak varlığın idaresi bir yaratıcıya verilmeyip, imansız veya gaflet nazarı ile bakıldığında; kör, sağır, merhametsiz, ruhsuz ve şuursuz tabiata veya sebeplere havale edilirse, her şey bize düşman olur. Bundan sonra kainatta düzenden ve intizamdan artık bahsedilemez. Yıldızlar her an başımıza birer bomba olarak düşebileceği gibi, mikroplar da her an bedenimize girip bizi içten yıkan ölümcül bir hastalıkla katil bir düşmanımız olabilir.
Bunu şu şekilde izah edebiliriz.
Bir tünel düşünelim, tünel çıkışında Zaloğlu Rüstem ile Yunanlı Herkül olsun. Bir de, demir yolu kenarında oynayan bir çocuk olsun. Birden, tünelden gök gürültüsü gibi bir gürültüyle yeri sallayıp, gözlerinden şimşekler çakan, başından da dehşetli alevler saçan bir ejderha gibi tren çıka gelse–-onların zamanında olmadığından- o iki kuvvetli ve cesaretli adamı kaçırırken o çocuğu hiç de korkutmayacaktır. Çünkü o çocuk bilir ki, tren belli bir zamanda, bir nizam dairesinde kendine ayrılan ve kayıtlı bir yol olan demir yolunda makinistin kontrolünde gider. Aynen bu misal gibi, her şey Allah’ın havl ve kuvvetiyle hareket eder. İnanan insana, Dünya bir bomba olup patlasa rabbim kuvveti ne büyük ve sanatlı der şükreder. İnanmayana ise her şey kendini imha etmeye çalışan bir düşman olur.