Unsurlar çok basit görünüyor. Neticeleri ise çok incelikli, detaylı ve güzel. Unsurların basit, neticelerinin ise bu kadar şumullü olmasının hikmeti nedir?
"Demek esbâbın te’sîri yok. Müsebbibü’l-esbâbdan başka bir melce’ olamadığını aynelyakîn gördüğünden, sırr-ı ehadiyet, nûr-u tevhîd içinde inkişâf ettiği için, şu münâcât birdenbire geceyi, denizi, hûtu musahhar etmiştir."(Lemalar)
Bu cümlede geçen sebeplerin tesirinin olmaması ve müsebbibul esbap tabirlerini açıklayabilir misiniz?
Allah c.c merhametlilerin en merhametlisidir şüphesiz. Secde suresi 13. ayetin Allah'ın merhametiyle izahını nasıl yapabiliriz?
İslamda şefaat var mıdır?
Bazıları şefaati inkar ediyorlar? Şefaatin hak olduğunu nasıl izah edebiliriz?
...ve küfür ve isyan ile ve seni va‘dinde tekzîb etmekle senin azamet-i kibriyâna dokunan ve izzet-i celâline dokunduran ve ulûhiyetinin haysiyetine ilişen ve şefkat-i rubûbiyetini müteessir eden ehl-i dalâleti ve ehl-i küfrü, haşrin inkârında onları tasdîk etmekten yüz binler derece mukaddessin. Buradaki şefkat-i rububiyetin müteessir olmasını nasıl anlamalıyız? Cenab-ı Hakk kendi yarattıklarında...
Birinci mektupda üstadımız şehitler için 'onlar kendilerini ölmüş bilmiyorlar, yalnız kendilerini daha iyi bir aleme gittiklerini biliyorlar, kemalı saadetle müteleziz oluyorlar, ölümdeki firak acısını his etmiyorlar' demiş. Bundan kasıt öldüklerini hiçmi bilmiyorlar, bunu izah edebilir misiniz?
19. Söz Mucizat-ı Ahmediyye Risalesinin Sekizinci Reşha'sını kısaca açıklar mısınız?
"Mesnevî-i Şerîf, şems-i Kur’âniyeden tezâhür eden yedi hakîkatten bir hakîkatin aynası olmuş, kudsî bir şerâfet almış. Mevlevîlerden başka, daha çok ehl-i kalbin lâyemût bir mürşidi olmuş. Öyle de Risâle-i Nûr, şems-i Kur’âniyenin ziyâsındaki elvân-ı seb‘ayı ve o güneşteki renk renk ve çeşit çeşit yedi nûru birden aynasında temessül ettirdiğinden, inşâallâh yedi cihetle şerîf ve kudsî; ve yedi Me...
17. Lem’a’da geçen “Her dakikada o hânen ve bahçen ve şehrin ölmesi mümkün ve harâb olması muhtemel olduğundan, her dakika senin başına yıkılacak ve senin kıyâmetin kopacak bir vaz‘iyettedir. Madem öyledir; sen, bu hayatına ve dünyana, çekemedikleri ve kaldıramadıkları yükleri yükletme!” ifadesindeki çekilemeyen kaldırılamayan yükler nelerdir, örnek verip açıklayabilir misiniz?