Arama sonuçları: 1304 sonuç bulundu.

Evet, ekseriyet-i mutlaka ile, hayır ve mehâsin ve kemâlât, vücuda istinad eder ve ona râci olur. Sureten menfi ve ademî de olsa, esası sübutîdir ve vücudîdir. Dalâlet ve şer ve musibetler ve mâsiyetler ve belâlar gibi bütün çirkinliklerin esası, mayası ademdir, nefiydir. Onlardaki fenalık ve çirkinlik, ademden geliyor. Çendan suret-i zâhirîde müsbet ve vücudî de görünseler, esası ademdir, nefiydi...
Hayvanlarda şuur var mı? Şuur ile aklın farkı nedir?
Hadis-i şerifte, “Boynuzsuz koç, boynuzludan hakkını alacaktır” deniliyor. Hayvanlarda akıl olmadığı halde işlediği suçtan mesul olarak, ahirette birbirlerinden nasıl hak talep edebiliyorlar? Canavar hayvanların başka hayvanları yemesi haram mıdır?
Bir hınzır, kendisi hınzır olmayı seçmedi. Ama Cenabı Hak, hem bu dünyada hem ahirette onu istiskal ediyor. Hayvanların iradeleri ve aklı olmadığına göre onların bu derecelendirilmeleri neye göre? Mesela risalede de karınca, hırslı olduğundan ayaklar altında; ama arı, kanaatkar olduğundan başlar üstünde gibi ifadeler var. Bunları nasıl anlamalıyız?
İsm-i Hayy hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Lemaatte geçen "Hazm olmayan ilim telkin edilmemeli" cümlesini nasıl anlamalıyız?
Üstadımız hediye kabul etmezmiş. Peki biz Risale-i Nur talebeleri bu noktada nasıl hareket etmeliyiz? Bizim kabul etmemizde ihlasımıza bir zarar var mı? İhlas Risalesinde kalben muntazır kalmamak şartıyla sanki kabul edilebileceğini söylüyor. Buna rağmen kabul etmemiz tebliğ vazifemizin istikameti açısından nasıl olur?
"Ve keza, şuurî olmaksızın, senin lehine ve aleyhine çok fiiller cereyan etmektedir. O fiiller şuurî oldukları halde, şuurun taallûk etmediğinden sâbit olur ki, o fiillerin fâili bir Sâni-i Zîşuurdur. Ne sen fâilsin ve ne senin esbabın!" (Mesnevi Nuriye, Katre, Osmn. 60) Burada geçen “hem şuuri olmaksızın” “hem de şuuri oldukları halde” ifadeleri çelişkili gibi gözüküyor. Bunu nasıl izah edebilir...
Asa-yı Musa mecmuasının Osmanlıca nüsha 76. Sayfasındaki ihtâr kısmında üstat hazretleri “Her bir âyetin, müteaddid ma‘nâları var. Hem her bir ma‘nâ küllîdir. Her asırda efradı bulunur.” Demiştir. Bu kısmı nasıl anlamalıyız? Bir kaç örnek verir misiniz?
Her bir fen lisanı mahsusuyla Allah'tan nasıl bahseder? Mesela matematik ve fizik Allah'tan nasıl bahseder?