Bir hınzır, kendisi hınzır olmayı seçmedi. Ama Cenabı Hak, hem bu dünyada hem ahirette onu istiskal ediyor. Hayvanların iradeleri ve aklı olmadığına göre onların bu derecelendirilmeleri neye göre? Mesela risalede de karınca, hırslı olduğundan ayaklar altında; ama arı, kanaatkar olduğundan başlar üstünde gibi ifadeler var. Bunları nasıl anlamalıyız?
Öncelikle şunu belirtelim ki, Cenabı Hakk'ın icraatlarında abes ve hikmetsizlik yoktur. Herşeyi birçok hikmetlerle yaratmıştır. Bununla birlikte asıl söz ve irade sahibi de Allah'tır. O'nun iradesini kimse sorgulayamaz. İstediğini istediği gibi yapar. Fakat belki hikmeti nedir diye sorulabilir.
Bizler hangi mahlukun hangi hikmetlerle yaratıldığını tam olarak bilemiyoruz. Domuz gibi hayvanların yaratılmasında da bir çok hikmetler vardır. Hayvanlar şuur olmadığından bizler gibi bir imtihana tabi değillerdir. Bizim gibi akılları olmadığından bu sorulan şeyleri kendileri düşünmezler. Onlar kendilerine hangi vazife verildi ise o vazifeyi güzelce yaparlar. Fıtratlarının gereğini yapmazlarsa kendilerine göre bir ceza olacağını Bediüzzaman hazretleri ifade etmiştir.
Bununla birlikte eğer kabirde veya cehennemde yılan ve akrebler gibi bazı hayvanlara vazife verildi ise, bu onlar için bir cezalandırma değildir. Nasıl ki cehennemde vazifeli meleklerin orada bulunmaları cezalandırma değildir. Belki onlar yaptıkları vazifeden dolayı bir lezzet alıyorlar. Bunun gibi o hayvanlar da bu şekilde bazı hikmetlerle vazifelendirilmiş olabilir.
Karınca ve arı meselesindeki hikmet ve ibret bizler içindir. Saat ne yaptığını ve neye hizmet ettiğini bilmediği gibi bu hayvanlar da bu şekilde hangi hikmet ve ibrete vesile olacağını bilmezler. Fakat bizlerin aklı ve şuuru olduğu için bize bir ders olması, bize göredir. Hayvanlara göre değildir. Onlar hayatlarından memnundurlar.
Ayrıca bakınız.
/soru-cevap/hayvanlarin-ahiretteki-mesuliyeti