Bu dünyada keyif verici maddeler haram. Haram olmasının sebebi aklı örtmesi, sarhoşluk ve vücuda verdiği zararlar diye düşünüyorum. Ama bu maddeler ayni zamanda keyif ve neşe de veriyor. "Kendilerine mühürlü halis bir içki sunulur. İşte yarışanlar ancak onda yarışsınlar" âyetinde bahsedilen içkiler de insana keyif ve neşe verecek mi? Sarhoşluk durumu oluşacak mı?
"Üçüncü Nükte: Bu fakir Said, Eski Said’den çıkmaya çalıştığım bir zamanda, rehbersizlikten ve nefs-i emmârenin gururundan gāyet müdhiş ve ma‘nevî bir fırtına içerisinde akıl ve kalbim hakāik içerisinde yuvarlandılar. Kâh Süreyyâ’dan serâya kâh serâdan Süreyyâ’ya kadar bir sukūtve suûd içerisinde çalkanıyorlardı." Bediüzzaman Hazretleri'nin iç dünyasında meydana gelen bu çalkantılı durumun sebebi ...
Esma-yı Hüsnayı tazammun eden bazı fezlekelerle ayetlere hatime verilmekte .... Bu yere örnek verebilir misiniz?
Üstadımız ile mülakat yapan Eşref Edip hakkında bilgi verebilir misiniz? Kendisinin mülâkatta Üstadımızın sözlerini çarpıttığı veya ümitsizlik vb kelimeleri mülakata eklediği söyleniyor. Ne dersiniz? Genel bir açıklama ve Eşref Edip mülâkatının sorularını ve cevaplarını yayınlayabilir misiniz?
Risale-i Nuru ezberlememizin maksadları ve faydaları nelerdir? Üstadımız Bediüzzaman Said Nursi (r.a) Risale-i Nuru ezberlememiz hakkında neler söylemiştir?
Hacamat yaptırmanın hükmü nedir? Nasıl ve ne zaman yapılır?
Hiç kimse eceli gelmeden ölmez, öldürülemez! Bu ehli sünnet akidesidir... Öyleyse "Hafız Ali Benim yerime öldü" diyen Bediüzzaman Hazretleri bunu nasıl iddia etmektedir? Bunun dinimizdeki yeri nedir?
Hafız Ali Abinin Üstad'ın yerine vefatı ile ilgili sorulan başka bir sorunun izahında şöyle bahsetmişsiniz; “Hafız Ali Abi ömrünü feda etmese idi, Bediüzzaman Hazretleri’nin 1944 yılında Denizli Hapsinde vefat edeceği Allah’ın ilminde mevcut idi. Bunun yanında Allahu Teala Hafız Ali abi’nin ömrünü feda edeceğini ve bu sebeble Bediüzzaman’ın 1960’a kadar yaşayacağını da biliyordu. Binâenaleyh burad...
Risale-i Nurun mühim bir vazifesi olan Hatt-ı Kuranı muhafaza sadece yazarak mı olur? Ya da yazmadan muhafaza edilmez mi? Yazmayınca bu vazifeyi yerine getirmemiş mi oluruz?
Bediüzzaman Hazretleri Tevafuklu Kur’an-ı Kerim’in basımı için Altın biriktirmiş. Bu altınlar onun vefatından sonra Hayrat Vakfı Kurucusu Ahmed Hüsrev Altınbaşak’a teslim edilmiş. O da bu altınlar ile Hayrat Vakfını kurmuş. Tevafuklu Kur’an-ı Kerim basımı nasıl olmuş ve bunlar doğru mudur? İşin aslı nasıldır?