7. Şua'nın 5. Hakikati'nde geçen şiire benzeyen fakat şiir olmayan bu kısmı, devamıyla birlikte izah edebilir misiniz?
3. Söz'de geçen bu cümlelerdeki "münevverü’l-kalb" ve "münevverü’l-akıl" ifadelerini izah eder misiniz?
Bu cümleleri ve devamındaki mülk ve meleküt kavramlarını detaylı bir şekilde izah eder misiniz? Mülk ve meleküt arasında nasıl bir fark var?
"Îmân nûruyla âlem öyle terakkî eder ki, hikmet-i Samedâniye kitabı nâmını alır. Ve insan, zelîl ve fakir ve âciz hayvanların sırasından çıkar. Zaafının kuvvetiyle, aczinin kudretiyle, ubûdiyetinin şevketiyle, kalbinin şuâıyla, aklının haşmet-i îmâniyesiyle hilâfet ve hâkimiyetin zirvesine yükselir. Hatta aczi, fakrı, ihtiyacı, aklı, onun sukūtuna esbâb iken, suûduna ve yükselmesine esbâb olurlar. Mâzî zulümâtlı, karanlıklı bir mezâr-ı ekber suretinde göründüğü zaman, enbiyâ ve evliyânın ziyâsıyla ziyâdâr ve nûrânî görünmeye başlar. Karanlıklı gece şeklinde olan istikbâl, Kur’ân’ın ziyâsıyla tenevvür eder, cennetin bostanları şekline girer." Soru
Menevi-i Nuriye 5. Reşha'da geçen bu cümleleri izah eder misiniz?
Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri devamıyla birlikte izah eder misiniz?
Kaderin mistar ve kudretin masdar olması ne demektir?
Hakikatte meleklerin vazife görmesi var mıdır?
Eğer varsa bu Cenabı Hakk'a ortaklık olmaz mı?
Ve Cenabı hakkın yaratmadaki ol emriyle zıt düşmez mi?
29. Söz'ün "fail muktedirdir" bahsinde, Allah'ın kudretinin eşyanın melekütiyyet cihetine tesir ettiğini, bu yüzden zerrenin şemse denk olduğunu söylüyor. Bunu nasıl anlamalıyız?
İlah olan neden aciz olamaz? Mesela 2 tane ezelden gelen varlık olsa, birisi sonsuz ilim sahibi ama sonsuz kudret sahibi değil, birisi sonsuz kudret sahibi, ama ilim sahibi değil. İkisi birleşip evreni yaratmış olamazlar mı?
“Elbette o Zât-ı Vâcibü’l-Vücûd’un vücûb-u vücûduna ve kudsiyetine lâyık bir tarzda ve istiğnâ-yı zâtîsine ve gınâ-yı mutlakına muvâfık bir sûrette ve kemâl-i mutlakına ve tenezzüh-ü zâtîsinemünâsib bir şekilde hadsiz bir şefkat-i mukaddesesi ve nihâyetsiz bir muhabbet-i münezzehesi vardır. Elbette o şefkat-i mukaddeseden ve o muhabbet-i münezzeheden gelen hadsiz bir şevk-i mukaddes vardır. Ve o ...