Bakara Suresinde mealen, "evlere kapılarından girin" şeklinde bir ifade var ve cahiliye dönemindeki bir geleneğin ilgası için nazil olmuştur. Kur'an da bu tür başka ayetler de vardır. Tüm zamanlara hitab eden yüce Kur'an'da görünüş itibariyle sadece cahiliye dönemine hitab eden bu tür ayetlerin olmasının hikmetleri neler olabilir?
Bakara 25 te cennette rızklananların " bu daha önce rızklandığımız şeydir" demeleri sebebiyle, cennette sadece dünyada tattığımız şeylerle mi rızıklanılır? Yoksa dünya nimetlerinden yemediğimiz meyveler cennette verilmez mi?
Dinimizde durugörü var mıdır? Birinin resmine bakarak veya durugörü denilen teknikle yorum yapılıp öngörü de bulunulabilir mi?
Bakara 30.ayete göre dünya veya madde yaratılmadan önce kullukla sorumlu canlılar var mıydı? (Yaşam tarzı var mıydı?)
İşaratül-İcaz eserinde Bakara Suresinin 25. ayetinin tefsirinde "'minhâ min semeratin' denilmektense, 'min semerâtihâ' denilse idi, daha muhtasar ve daha güzel olurdu." ifadesi geçiyor. Buna çok itiraz geliyor, izah edebilir misiniz?
Bediüzzaman hazretleri 1. Şua da, Bakara Suresi 29. Ayeti açıklarken "İslam için en dehşetli asır 13. Asrın ahiri 14. asır" diyor. Bu vakitler neye işarettir?
Bakara suresinde "...onları korkutsan da korkutmasan da birdir, iman etmezler. Allah onların kalplerine ve kulaklarına mühür vurmuştur. Gözlerinde ise perde bulunur.(Bakara, 2/6-7) buyruluyor. İman ve hidayet kapısının her daim açık olduğunu malumatıyla yukarıdaki ifadeleri nasıl anlamak gerekir.
Bakara 178. Ayetinde ...hür olana hür, köleye küle, kadına kadın (kısas edilir, öldürülür)! İzah eder misiniz?
Kur'an'da emir ve nehiy bildiren ayetlerde belagat, fesahat, cezalet gibi mucizevi özellikler var mıdır? Mesela Bakara Suresi 43. ayette namazın kılınması ve zekatın verilmesi emrediliyor. Benim aklıma "bir şeyi emretmek ve men etmek gayet basit kelimelerden oluyor, nasıl bu kelimelerde belağat, cezalet fesahat gibi mucizevi özellikler bulunabilir?" sorusu gelmektedir.
"Bu, kendisinde şüphe olmayan, muttakiler için yol gösterici bir kitaptır." (Bakara, 2) Takva sahipleri zaten hidayete ermiş müslümanlar değiller midir?