Evvelâ: Delil kat'iyyü'l-metîn olduğu gibi, kat'iyyü'd-delâlet olmak gerektir. Hâlbuki tevil ve ihtimalin mecâli vardır. Zira, nehy-i Kur'ânî âmm değildir, mutlaktır; mutlak ise, takyid olunabilir. Zaman bir büyük müfessirdir; kaydını izhar etse, itiraz olunmaz. Hem de hüküm müştak üzerine olsa, me'haz-ı iştikakı, illet-i hüküm gösterir. Demek bu nehiy, Yahudi ve Nasara ile Yahudiyet ve Nasraniyet...
Risale-i nurda gecen delil metodları nelerdir?
28.Lem'ada demir bahsinde, ayette geçen "demiri indirdik"cümlesinin izahı yapılıyor. Bu bahsi biraz açar mısınız? Fen ilmine göre iki büyük yıldızın patlaması sonucu olmuştur. O risalede "kâinat tezgahından gönderiliyor" cümlesi neyi ifade ediyor?
İkinci Lem'anın 3. vechinde, "Hastalıklar ve musibetler dini olmamak ve sabr etmek şartıyla o hizmete ve o ubudiyete çok muvafık olur." cümlesindeki hastalığın ve musibetin dini olma yönünü açıklar mısınız?
Risale-i Nur'da dinsizliğe karşı dindar Hristiyanlarla ittifak etmek hakkında bazı bahisler var. Bu açıdan, Nur Talebeleri Hristiyanlarla diyalog meselesine nasıl bakıyorlar?
Hz. Peygamber (sav) dua edilirken ısrar ve tekrarı tavsiye etmektedir. Âyette ise duada dünyalık bir şeyi ısrarla istemek doğru olmadığını belirtiyor. "Fakat olur ki, bir şeyden hoşlanmazsınız ama, o sizin için hayırlıdır. Ve olur ki bir şeyi (de) seversiniz, hâlbuki o sizin için bir şerdir. Allah ise (sizin için hayır olanı) bilir de siz bilmezsiniz." Nasıl anlamak gerekir?
İnsanlar yapmış oldukları dualarda peygamberleri veya Allah dostlarını vesile yaparak medet, ihsan isteyebilirler mi? 'Ya rabbi Abdulkadir Geylani hazretlerinin yüzü suyu hürmetine duamı kabul buyur' şeklinde dua edilebilir mi?
Dua ederken kendimde şöyle bir halet hissediyorum: "Sen duanı
maddi ve manevi isteklerine alet ediyorsun. Halbuki dua ibadetin ta
kendisidir ve ibadetler de Allah için olmalıdır. Dolayısı ile duan Allah için değil kendin içindir." Burada sanki bir tezat
varmış gibi hissediliyor. Bu konu hakkında bilgi verebilir misiniz? Dua
ederken nasıl bir halet-i ruhiyyeye sahip olmalıyız?
Dua ederken nasıl bir ruh hâli içinde olmalıyız? Ayrıca, “Kulum beni nasıl bilirse ben ona öyle muamele ederim” hadis-i kudsîsi sadece ahiret hayatı için mi geçerlidir?
17. lema 6. notada bahsi geçen "Fâtır-ı Hakîm onları dünyanın imârâtı için halk etmiştir" cümlesini açıklarmısınız? Müslümanların da dünyayı imar etmeye çalışmaları yanlış mıdır?