Soru

Bıyık Bırakmak

Sakal olmaksızın bıyık bırakmak sünnete dahil midir?

Hemen her noktada Sünnet-i Seniyyeye tam ittiba edilmeye çalışılırken sakal gibi şeairden olan bir sünnetin terkinin hikmetleri nelerdir?

Bu terk umumileşince bir Sünnet-i Seniyye değişip yerini başka bir şeye bırakmış olmaz mı?

Tarih: 8.06.2009 14:20:43
Okunma: 10098

Cevap

Öncelikle şunu ifade edelim ki; sakal çok kuvvetli sünnetlerdendir. Ancak şeairden değildir!

Şeair: Âdetler, İslâm işaretleri. İslâmlara ait kaideler. Allah'ı anmak, hamdetmek, ezan okumak, İslâmî kıyafet gibi bunlara Şeair-i İslâmiye denir. Bütün Müslümanlarla alâkalı mes'eleler ve alâmetler, umumun hissedar olduğu işlerdir.[1]

Sakal diğer dinlerde de var olduğu için bu kategoride değerlendirilmez. Bunun umumen terk edilmesi sakal sünnetinin değişmesi ve yerini başka bir şeye bırakması anlamına gelmez. Ne kadar terk edilmiş olsa da sakal kuvvetli bir sünnet olarak varlığını devam ettirir.

Bununla beraber sakal ve bıyık erkeğin fıtratındandır.

Peygamberimiz (a.s.m.) bu konuyla ilgili şöyle buyurmuştur:

"On şey fıtrattandır (yaratılıştan olması gereken âdetlerdendir):

1. Bıyığı kısaltmak,

2. Sakalı bırakmak,

3. Misvak kullanmak,

4. Burna su çekmek,

5. Tırnakları kesmek,

6. Parmak aralarını yıkamak,

7. Koltuk altını temizlemek,

8. Etek tıraşı olmak,

9. İstinca ve

10. İstibra."[2]

Hadis-i şerifte de buyrulduğu gibi sakal-bıyık, yaratılış icabı erkeklerde bulunması gereken bir görünüştür. Riayet etmekle hem fıtrata uygun hareket edilmiş hem de sünnete tabi olunmuş olur.

Sakal ve bıyık bırakmak Resûlullah’ın (a.s.m.) hem kavli hem fiili sünnetidir.

Sakal ve bıyık bırakmak, Peygamberlerin sünnetidir.

Zira tüm Peygamberler (as) gibi Efendimiz (a.s.m.) da hem kendisi sakal-bıyık bırakmış hem de ümmetine emir buyurmuştur.

İbn Abbâs (r.anh)’den rivayete göre, şöyle söylemiştir: “Resûlullah (a.s.m.), bıyıklarını kısaltır veya bıyıklarından alırdı ve “Allah’ın dostu İbrahim de bıyıklarını aynen böyle yapardı” derdi.[3]

Resûlullah (a.s.m.) bıyığı uzun bir adam gördüğünde "bana bir makas, bir de misvak verin" buyurdu sonra misvağı bıyığın bir tarafına koyup, üzerinden taşan kısmı makasla aldı.[4]

İbn Ömer (r.anh)’den rivayete göre: Resûlullah (a.s.m.), bıyıkların kısaltılmasını sakallarında uzatılıp bırakılmasını bize emretti.” [5]

"Müşriklere muhalefet edin sakallarınızı serbest-tastamam bırakın/uzatın, bıyıklarınızı kısaltın.” [6]

Hz. Peygamber (a.s.m.) bıyığı kısaltma ve sakalı uzatma konusundaki tavsiyeleri, "Sakalı uzatın, bıyığı kısaltın" tarzında emir sigası ile ve onların bazıları "müşriklere muhalefet edin" veya "Yahudilere muhalefet edin" emirleri ile varid olmuştur. Yani buradaki emri gerektiren sebep müşrikler ve yahudilere benzememektir. Bu durum da bıyığı kesmek ve sakalı uzatmanın illeti müşriklere muhalefet etmektir.

Zamanımızda müslüman olmayanlar genelde bıyıksızdırlar ve müslüman halk, normal uzunlukta olan bıyıkları değil bıyığı tamamen kazıyanları ve bıyıkları, dudakları örtecek derecede uzayanları yadırgamakladır. Bugün için bıyığı kısaltma emrini, dudak kırmızılığı görülecek şekilde kısaltmaya hamletmek hem hadisin ruhunu hem de maslahata daha uygun düşmekledir.[7]

Âlimlerin bıyık hakkındaki görüşleri:

“Hadisteki “bıyıklarınızı kesiniz” tabirini bir kısım âlimler “tamamen kesmek” olarak yorumlarken bazıları da “bıyıkları kısaltmak” olarak yorumlamışlardır.

İmam Malik Hazretleri bıyıkların tıraş edilmesini bir nevi uzuv (organ) kesilmesi sayarak böyle bir duruma cevaz vermez. Diğer imamlar dudakların kırmızılığı görününceye kadar kısaltılmalarını müstehab görmüşlerdir.” [8]

“Tahavî’nin bildirdiğine göre, sakal bırakanların üst dudaktaki kılları (bıyığı) tıraş etmek İmam Azam (ra), Ebu Yusuf (ra) ve Ebu Muhammed’e (ra) göre kısaltmaktan daha güzeldir. Fakat daha sonra gelen Hanefî fakihlerine göre, bıyıkları tıraş etmek değil, kısaltmak sünnettir.”[9]

Sakalsız iken bıyık bırakmakta hiçbir sakınca yoktur

Sakalı olmayan bir kişinin bıyık bırakmasında herhangi bir sakınca yoktur. Zira hem sakal bırakmak hem de bıyık bırakmak sünnettir. Sadece bıyık bırakan mümin erkek de bu sünnetlerin birine riayet etmiş olur. Hatta sakal yokken bıyığı tamamen kazımak uygun değildir.

İslamiyet’te tamamen sakalsızlık ve bıyıksızlık diye bir şey yoktur. Peygamber Efendimiz (a.s.m.) Hadis-i şeriflerinde: “Allah'a şirk koşanlara aykırı olunuz, sakallarınızı uzatıp, bıyıklarınızı kesiniz.[10] buyurmuşlardır.

Fakat şunu da unutmamak lazım ki; bütün bunlar sakalla beraber olarak düşünülen bıyığın durumudur. Sakal yokken bıyığı tamamen kazımak ise kadına benzemek olması itibariyle uygun görülmemiştir. Nitekim Peygamber Efendimiz (a.s.m.) Hadis-i şeriflerinde; “Kendilerini (giyim-kuşam ve hareketleriyle) kadınlara benzeten erkekleri ve kendilerini erkeklere benzeten kadınları evlerinizden çıkarın, kovunuz.”[11] buyurmuşlardır.


[1] Osmanlıca Lügat

[2] Müslim, Tahare 56; Neseî, Zinet 1

[3] Müsned: 2602

[4] El’menhelu’l-azbu’l-mevrud fi şerhi Ebi Davud

[5] Buhari, Libas: 27; Müslim, Taharet, 17

[6] Buhari, Libas, 64;  Müslim, Taharet, 54

[7] el-Menhelü'l-azbu'l-mevrud şerhu Sünen-i Ebu Davud

[8] Zübdet’ül Buhari, Hadis No:1315

[9] El-Bahru’r Raik Şamile

[10] Zübdet’ül Buhari, Hadis No:1315

[11] Zübdet’ül Buhari, Hadis No:1314


Yorum Yap

Yorumlar