Arama sonuçları: 196 sonuç bulundu.

Melâike'nin muayyen bir şekil ve sureti varmıdır? Varsa bu belirli ve değişmez midir.?
Meleklerin gücü var mıdır? Yani güneşi tutan meleğin gücü var mı; yoksa güneşi Allah tutuyor da o sadece tesbih ve tefekkür mü ediyor. Yoksa Allah o meleğe bir güç kuvvet verdi de melek mi tutuyor?  
29. Söz'ün "fail muktedirdir" bahsinde, Allah'ın kudretinin eşyanın melekütiyyet cihetine tesir ettiğini, bu yüzden zerrenin şemse denk olduğunu söylüyor. Bunu nasıl anlamalıyız?
"mevcûdâtın kemâlleri, Sâni‘e müteveccih yüzlerinde tesbîh ve ibâdet ile tezâhür eder." Mevcudat'ın Sani'e bakan tesbih ve ibadeti nedir ve nasıl o tesbih ve ibadette o muvcudatın kemali belli olur görünür ne demektir?
"Tâ o emânet, o nûr, o anahtarın cihan şumûl ve muhît ve umum kâinâta âmm ve bütün mahlûkāta şâmil hikmetlerini göstersin." Mirac Risalesinde geçen emanet, nur ve anahtartan kasıt nedir?
"Misyonerler ve Hıristiyan ruhanileri, hem Nurcular, çok dikkat etmeleri elzemdir. Çünkü, herhalde şimal cereyanı, İslam ve İsevi dininin hücumuna karşı kendini müdafaa etmek fikriyle, İslam ve misyonerlerin ittifaklarını bozmaya çalışacak."( Emirdağ Lahikası, Sayfa 139) Bu cümleyi izah eder misiniz?
24.Sözün 5.Dalının 1.Meyvesinde geçen, "Muhabbet, şu kâinatın bir sebeb-i vücududur. Hem şu kâinatın rabıtasıdır. Hem şu kâinatın nurudur, hem hayatıdır." cümlelerinin izahını yapabilirmisiniz.
2.Lemada geçen; "Güya insan, o ârızalarla, ayrı ayrı binler kalemi tazammun eden müteharrik bir kalem olur. Sahîfe-i hayatında veyahud levh-i misâlîde mukadderât-ı hayatını yazar, esmâ-yı İlâhiyeye bir i‘lânnâme yapar ve bir kasîde-i manzûme-i Sübhâniye hükmüne geçip, vazîfe-i fıtratını îfâ eder." cümlesini açıklar mısınız?
"Bu gibi vesvese ehl-i İtizale lâyıktır. Çünki onlar derler: "Medar-ı teklif olan ef'al ve eşya, kendi zâtında, âhiret itibariyle ya hüsnü var; sonra o hüsne binaen emredilmiş veya kubhu var; sonra ona binaen nehyedilmiş. Demek eşyada, âhiret ve hakikat nokta-i nazarında olan "hüsün ve kubh zâtîdir; emir ve nehy-i İlahî ona tâbi'dir."" (21. Söz)  Yukarıdaki yeri izah eder misiniz?
Mutlak yokluk var mıdır? İzah eder misiniz?