Melekler, nurdan yaratılmış varlıklardır. Onların esas görevi ibadettir ve kendilerine verilen diğer vazifeleri yerine getirirler. Ancak meleklerin bu faaliyetleri, kendi güçleriyle değil, tamamen Allah'ın onlarda görünen kudretiyle gerçekleşir. Yani melekler, kendi başına iş yapan değil, kudret tarafından hareket ettirilen varlıklardır.
Kur’ân-ı Kerim'de meleklerin yaratılış gayelerinden biri de kâinata ait işleri yürütmek olduğu şöyle bildirilir:
(Melekler) Rabbinin emriyle işleri evirip çevirirler.1
Bu ayet, meleklerin kâinatın işleyişinde aktif görev aldığını, düzenin korunması için kesintisiz görev yaptığını ifade eder. Bediüzzaman Hazretleri bu hakikati şöyle ifade etmişlerdir:
Diğer bir kısmının ubûdiyetleri ameldedir. Melâike-i arziyenin amele kısmı, bir nevi‘ insan gibidir. Ta‘bîr câiz ise, bir nevi‘ çobanlık ederler. Bir nevi‘ de çiftçilik ederler. Yani rûy-u zemîn, umûmî bir mezraadır. İçindeki bütün hayvanâtın tâifelerine Hâlik-ı Zülcelâl’in emriyle, izniyle, hesabıyla, havl ve kuvvetiyle bir melek-i müekkel nezâret eder. Ondan daha küçük her bir nevi‘ hayvanâta mahsûs bir nevi‘ çobanlık edecek bir melâike-i müekkel var. Hem de rûy-u zemîn bir tarladır umum nebâtât onun içinde ekilir. Umumuna Cenâb-ı Hakk’ın nâmıyla, kuvvetiyle nezâret edecek müekkel bir melek vardır. Ondan daha aşağı bir melek, bir tâife-i mahsûsaya nezâret etmekle, Cenâb-ı Hakk’a ibâdet ve tesbîh eden melekler var.2
Yani yeryüzündeki tüm işler, hayvanların ve bitkilerin yaşam süreçleri, Allah'ın emri ve izniyle tayin edilmiş melekler tarafından bir düzen içinde yönetilmekte ve gözetilmektedir. Bu gözetim ve görev icrası, melekler için bir ibadet ve kulluk biçimidir. Melekler, kâinattaki düzenin işlemesinde aracı ve görevli varlıklar olarak tasvir edilir.
Netice olarak, Allah Teâlâ bir şeyi yaratmayı murad ettiğinde “ol” diye emreder. O işin yaratılmasında görevli olan melek de bu emir doğrultusunda, Allah’ın kudretiyle harekete geçirilmiş olur. Bu sırada melek de aynı işi yapmayı iradesiyle istemiş durumdadır. Kısacası, melek Allah’ın emriyle bir işe yönelirken görünürde kendi iradesiyle hareket eder; fakat gerçekte Allah’ın emri, ilmi, iradesi ve kudreti tarafından çalıştırılmaktadır.
Nâziât 79/5
Bediüzzaman Said Nursi, Sözler, Hayrat Neşriyat, Isparta 2016, s143

