Arama sonuçları: 1399 sonuç bulundu.

Yalan ile tevil arasında ki fark nedir? Günümüzde çok popüler bir cümle haline gelen "tevil yaptım" cümlesini artık yalandan ayırt edemez hale geldik. Bakıyorsun karşındaki kişi gözünün içine baka baka yalan söylüyor ama tevil yaptım diyor. Konuyu izahtan sonra sormak istediğim sorular şunlar: 1. Tevilin İslamiyette ve sünnette yeri var mı? 2. Yalan söylemektense tevil yapmak en iyisidir desek...
Tevrat ve İncil'de Hz. Muhammed (asm) nasıl geçmektedir?
"Nasıl ki bir cisimde, neşv ü nemâ için tevessü‘ meyli bulunur. O meylü’t-tevessü‘ ise, çünki dâhildendir, vücûd ve cisim için bir tekemmüldür. Fakat eğer hâriçte tevsî‘ için bir meyil ise, o vücûdun cildini yırtmaktır. Tahrîb etmektir. Tevsî‘ değildir." Cümlesini izah eder misiniz?
Tırnakları uzatmak caiz midir? İslâm'a göre tırnak bakımı nasıl olmalıdır? Sünnetteki uygulamaları anlatır mısınız?
24. Sözün 5. Dalının ikinci Meyvesinde geçen "Ey nefis! Ubudiyet, mukaddeme-i mükâfat-ı lâhika değil, belki netice-i nimet-i sâbıkadır. " ifadesini genel olarak anlamaktayız. Fakat cümlenin tam olarak çevirisini yapamıyoruz. Bu cümlenin izahını yapabilir misiniz?
19. Söz Mucizat-ı Ahmediyye Risalesinin Üçüncü Reşha'sını kısaca açıklar mısınız?
"Halbuki mes’elemiz olan ubûdiyet yolu zararsız olmakla beraber -ondan dokuz ihtimâl ile- bir saadet-i ebediye hazinesi vardır. Fısk ve sefâhet yolu ise, -hattâ fâsıkın i‘tirâfıyla dahi- menfaatsiz olduğu halde, -ondan dokuz ihtimâl ile- şekāvet-i ebediye helâketi bulunduğu, icmâ‘ ve tevâtür derecesinde hadsiz ehl-i ihtisâsın ve müşâhedenin şehâdetiyle sâbittir. Ve ehl-i zevkin ve keşfin ihbârâtıy...
Esselamu aleyküm, hayırlı çalışmalar olsun. Kıymetli risaleonline ekibi, Allah'ın rahmeti, bereketi üzerinize olsun. "Hatta hukemâ ve ulemâ-yı zâhiriyyûn dahi, o letâif-i aşerenin pencereleri veya numûneleri olan havâss-ı hamse-i zâhire ve havâss-ı hamse-i bâtına ile o letâif-i aşereyi, başka bir sûrette hikmetlerine esas tutmuşlar." 16.Mektub'ta geçen bu cümlede, "ulema-i zahiriyyun" tabiri var...
"Şu çirkin, ölü, câmid ve çoğu kışır olan dünyada hüsün ve cemâl, yalnız göze güzel görünüp ülfete mâni olmazsa yeter." "Ülfete mâni olmazsa" ne demektir? açıklar mısınız?