Ben size "karar" ile alakalı soru sormak istiyorum. Üretim sektöründeyiz ve yeni başladık. Bu süreçte de firma sahibi ile idare personeli olarak istişare yapıyoruz ve kararlar alıyoruz. Bu kararlar üzerine hareket ediyoruz fakat firma sahibi sürekli eski kararı iptal edip yeni karar alıyor. Hatta kuruluşta aldığımız ana kararları dahi değiştiriyor. Bizim yapmamız gereken verilen kararlara uymak, f...
Ben yaklaşık 3 aydır etrafımda bulunan herkese çok ama çok iyi davrandım. Hiçbirine kötü söz söylemedim, hep yardımcı oldum, yardım isteyene koşarak gittim. Hiç bir karşılık beklemedim. İşin açıkçası ve dürüstçesi; ben iyi biri olmak istiyorum. Ama ne zaman böyle olmak istesem biri karşıma çıkıyor ve birşey diyor ve ben de iyi biri oldum da ne oldu diyorum kendime.Bunu niye diyorum kendime bilmiyo...
İyilik içinde muaccel (peşin) bir mükafat ve fenalık içinde muaccel bir ceza bulunması hakikatine örnekler verebilir misiniz?
Bir kesim kabeyi tavaf etmenin taşa tapmayı ifade ettiğini söylüyor. Hatta bazı heykellere karşı gelinip söylendiğinde siz de bir taşın etrafinda tavaf edip tapıyosunuz diye bir karşılık alınıyor. Bunun izahını yapabilir misiniz? Ne demeliyiz?
Bazi dindar bayanlar dini yayın yapan yerlere konuk olarak katılıp sorulara cevap veriyor ya da bir iftar pragraminda 500 kişilik salonda erkekler de varsa orada bayanların çıkıp konuşma yapması caiz midir?
Namahrem olan kadınlarla erkeklerin tokalaşması caiz midir. Yoksa el zinası mıdır. Bilgi verir misiniz?
"Hâşiye: Kur’ân-ı Hakîm, kâfirlerin küfriyâtlarını ve galîz ta‘bîrâtlarını ibtâl etmek için zikrettiğine istinâden, ehl-i dalâletin fikr-i küfrîlerinin bütün bütün muhâliyetini ve bütün bütün çürüklüğünü göstermek için, şu ta‘bîrâtı farz-ı muhâl sûretinde titreyerek kullanmaya mecbûr oldum." (Sözler)
Yukarıda geçen; Kuranda kafirlerin küfürleri nasıl geçiyor. konuyla ilgili olarak izah eder misi...
Kâinâtın dilenciliğinden ve hadisatın karşısında titremekten besmele ile nasıl kurtulunur?
"Sadakalar (zekâtlar), Allah'dan bir farz olarak ancak, fakirlere, yoksullara, (zekâtı toplamak için me'mur kılınmakla) onun üzerine çalışanlara, kalbleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara, (âzâd edilmek üzere efendisiyle belli bir bedel karşılığında anlaşmış olan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara ve yolda kalmışlara mahsustur. Ve Allah, Alîm(menfaatinize olanı hakkıyla bilen)dir, Hakîm...