Risale-i Nur Külliyatı’nda imanî meselelerin üzerinde çokça durulmasının sebebi nedir?
"İnsanda cisimden başka nasıl akıl, kalb, ruh, hayâl, hâfıza gibi ma‘nevî vücûdlar da var." (Sözler, Otuz Birinci Söz, s. 251) cümlesinden mezkur letaifin müstakil birer vücudu olduğu anlıyoruz. Ancak birbirleri ile alakadarlıkları noktasında ruhun birer cihazı, ruha takılmış birer latifeler olduklarını ifade eden bir ibare risalede mevcut mudur?
Risale-i nur'un yolu Üstad'ın beyanıyla sahabe mesleği olduğu halde; niçin Emirdağ Lahikası'nda geçen şu paragrafta sahabeye kıyas edilmez diyor? "Birşey daha kaldı ki, dünya cihetinde hakaik-i imaniyenin neşrindeki vazifedar, makam sahibi olsa, daha iyi tesir eder denilebilir. Bunda da iki mani var.
Birisi: Faraza velayet olsa da, bilerek, isteyerek makam yapmak tarzında, velayetin mahiyetindek...
Bazıları ayın ikiye yarılma mucizesini inkar ediyorlar. Bu tür insanlara nasıl deliller gösterebiliriz?
Sarıkla tek basına namaz kılmak mı daha faziletlidir, yoksa sarıksız cemaatle kılmak mı?
29. Söz'ü hülasa olarak özetlermisiniz.
Sünet-i seniyeye uymamak günah mıdır?
Şuunat nedir? İzah eder misiniz?
Ümitsizliğe düşmek büyük günahlardan mıdır?
Üstad Bediüzzaman kendisine yapılan medh ve senaları neden üzerine almıyor?