Risalelerdeki kelime üzerinde bulunan çizgiler hangi maksatla çizilmiştir? Bir de ciltlerin kırmızı renkte olması Bediüzzaman Hazretlerinin tercihi midir?
Desise-i Şeytaniye risalesinde geçen "Vazifedarlık" kavramından maksat nedir? Açıklar mısınız? Vazifedarlık Görevlerimiz Nelerdir?
Emirdağ Lahikası 2. Cilt 188. Mektubda geçen “Fakat yazıdan ziyade sıhhatine dikkat etmek lazım ve elzemdir.” denirken yazının sıhhatinden maksat nedir?
"İkinci yol, îmân-ı bilgayb cihetinde, sırr-ı vahyin feyziyle, burhânî ve Kur’ânî bir tarzda, akıl ve kalbin imtizâcıyla, hakkalyakîn derecesinde bir kuvvet ile, zarûret ve bedâhet derecesine gelen bir ilmelyakîn ile hakāik-i îmâniyeyi tasdîk etmektir. Bu ikinci yol, Risâle-i Nûr’un esası, mayası, temeli, ruhu, hakîkati olduğunu hâs talebeleri görüyorlar. Başkaları da insafla baksalar, Risâle-i Nû...
İşarat’ül İ’cazda geçen “Bu ta‘mîrât da, bütün a‘zânın erzâk mahzeni hükmünde olan, Cenâb-ı Hakk’ın bir kanun-u mahsûsla ihzâr ettiği o madde-i latîfeden alınan eczâ ile yapılır.” Bu kısımda, madde-i latifeden maksat nedir? Ayrıca aynı yerde geçen dört matbah ve dört süzgeç nedir?
Risale-i nurda başka gezegen ya da galaksilerde melaike ve ruhaniyatın bulunduğundan bahsediliyor. Melaikeyi biliyoruz da ruhaniyat nedir?
"Risalei Nur yalnız insanların hafıza ve kalperinde nakş olmuyor, belki hadsiz zi şuur mahlukatın ve ruhanilerin bir mütalaagahları olmakla beraber..." (Tılsımlar) geçen bu cümleyi açar mısınız?
Hocam saçlarıma bakım ve dökülmesini engellemek için yılan yağı sürüyorum. Bunu özellikle akşam yapıyorum. Saçta da uzun süre kalması gerekiyor. Yılan yağı necis midir? Sürebilir miyim?
Bediüzzaman Üstadımız Emevi Camiinde hutbe verirken babasının Hafız Tevfik Ağabeye "Dilkkat et! İleride sen bu zata talebe olacaksın! diyor. Bediüzzaman Hazretleri de yıllar sonra Tevfik Ağabeye; "Ben seni o zaman talebeliğe kabul ettim." diyor diye duyuyoruz. Doğruluğu var mıdır?
“Çünki nasıl, merkezî bir nakış, her tarafından gelen atkı ve iplerin intizâmından ve vaz‘iyetlerinden hâsıl oluyor. Öyle de, kâinâtın dâire-i kübrâsında, bin bir ism-i İlâhî’nin cilvesinden uzanan nûrânî atkılar, kâinât sîmâsında öyle bir sikke-i rahmet içinde bir hâtem-i rahîmiyeti ve nakş-ı şefkati dokuyor ve öyle bir hâtem-i inâyeti nesc ediyor ki, güneşten daha parlak, kendini akıllara göster...