Soru

Gençlik Rehberinde Geçen "Acaba yüzde bir ihtimâl-i helâket bulunan bir tehlike yolunda gitmemek için" Cümlesinin İzahı

Gençlik Rehberi'nde 3 sayfada "Acaba yüzde bir ihtimâl-i helâket bulunan bir tehlike yolunda gitmemek için, bir tek muhbirin sözü nazara alınsa..." Bu kısmı nasıl anlamalıyız?

Tarih: 8.08.2023 06:53:46
Okunma: 360

Cevap

Bahse konu olan kısmı aynen aşağı alıntılıyoruz.

Acaba yüzde bir ihtimâl-i helâket bulunan bir tehlike yolunda gitmemek için, bir tek muhbirin sözü nazara alınsa; ve onun sözünü dinlemeyip o yolda giden adamın endîşe-i helâketten gelen elem-i ma‘nevî, onun yemek iştihâsını kaçırdığı halde, böyle yüz binler sâdık ve musaddak muhbirlerin yüzde yüz ihtimâl ile dalâlet ve sefâhet, göz önündeki kabir darağacına ve ebedî haps-i münferidine kat‘î sebeb olduğunu; ve îmân ve ubûdiyet yüzde yüz ihtimâl ile o darağacını kaldırıp, o haps-i münferidi kapatıp, şu göz önündeki kabri, bir hazîne-i ebediyeye, bir sarây-ı saadete açılan bir kapıya çeviriyor, diye ihbâr eden ve emârelerini ve âsârlarını gösterdikleri halde, bu acîb ve garib ve dehşetli ve azametli mes’ele karşısında bulunan bîçâre insan ve bâhusus Müslüman, eğer îmân ve ubûdiyeti olmazsa, bütün dünya saltanatı ve lezzeti bir tek insana verilse, acaba o göz önündeki, her vakit oraya çağrılmasına nöbetini bekleyen bir insana verdiği o endişeden gelen elîm elemi kaldırabilir mi? Sizden soruyorum.[1]

Buradaki yüzde bir helâket ihtimali bulunan yol misal olarak zikredilmektedir. Yani yüzde bir bile zarar ihtimali olan yol insanı rahatsız eder, manen etkiler, kalben huzurunu kaçırır. Verilen misalde yüzde bir helak olma ihtimaline karşılık dahi insanın içine düştüğü psikolojik durum nazara verilirken, acaba yüzde yüz olan ihtimalde durum nasıl olur? Veya olmalı?

Mesela; yolda giden bir kişi birisine rastlasa, rast geldiği kişi kendisine gittiği yolda, gidenlerden her yüz kişiden birisinin o yalda zarar gördüğünü söylese, yolcunun kalbinde elbette bir endişe uyandırır, huzurunu kaçırır, yeme, içme iştihasını etkiler. Elbette bunu düşünen herkes, tasdik edecektir. Yani o yüzde bir ihtimal dahi insanı huzursuz edip rahatsız eder. Manen çok etkilenir. Belki o yolu terk eder. Halbuki söyleyen kişiyi belki hiç tanımıyor. Belki ilk defa görüyor. Belki yalancıdır ve hakeza.

Aynen öyle de dalalet yolunda gidenlerin ve haramlarla hayatını geçirenlerin kabir kapısından ebedi bir hapis cezası alarak gireceklerini haber verenler başta peygamberler olmak üzere insanlık tarihinin en doğru sözlü kimseleridirler. Her biri adeta birer yıldız hükmündedirler.

İman ve kulluk ile hayat geçirenler için ise kabir, kapısı cennete açılan bir mekân olduğunu, ebedi hazinelerin kazanıldığı bir giriş hükmünde bulunduğunu, bir saray kapısı vaziyetindedir diye kesin olarak Rablerinden aldıkları vahiy ve o vahiyden gelen bilgilerle haber vermektedirler. Bunların bazı örneklerini de daha hayatta iken göstermişlerdir.

Elbette yolda rastladığı kişiyi dinleyen ve o yoldan endişe duyan, belki yolunu değiştiren kemse, ahiret hayatı hakkında bu zatları dinlemezse acaba kendisine akıllı denilebilir mi? Böyle dehşetli bir meseleye muhatap olan insan, özellikle müslüman birisi; eğer Allah’a iman ve O’na kulluk etmezse bütün dünya saadeti, saltanatı ve hakimiyeti kendisine verilse; acaba göz önündeki her an ölüme çağırılma (helâkete gitme) nöbetini bekleyen bu insana o korkunun verdiği endişe ve acıyı kaldırabilir mi?   


Etiketler

Alâkalı Sorular

Yorum Yap

Yorumlar