Arama sonuçları: 77 sonuç bulundu.

“Ve vücud-u haricî gibi, o vücud-u ilmî dahi, hayat-ı umumiyenin mânevî bir cilvesine mazhardır ki, mukadderât-ı hayatiye, o mânidar ve canlı elvâh-ı kaderiyeden alınır” Açıklar mısınız ?
Kainatta cari kanunların yanlız ilmi vucudu varsa, bu kanunlar vasıtasıyla madde üzerinde tesirleri nasıl oluyor?
Tabiat Risalesi’nin üçüncü muhalinde geçen, ''Sultan-ı Ezeli’nin hikmetinden gelen nizamat-ı kainatın MANEVİ KANUNLARINI birer MADDİ MADDE tasavvur ederek ve saltanat-rububiyetin KAVANİN-İ İTİBARİYESİNİ ve o Mabud Ezeli’nin şeriat-ı fıtriyye-i kübrasının MANEVİ ve yalnız VÜCUD-U İLMİSİ bulunan ahkamlarını ve düsturlarını birer MEVCUD-U HARİCİ ve maddi bir madde tahayyül ederek o İLM ve KELAMD...
Üstadın, “Kur’an-ı Hâkîm’in hakikatına değil dünya saadetimi, belki lüzum olsa ahiret saadetimi dahi feda etmeye karar verdim.” cümlesini nasıl anlamalıyız? Ahireti feda etmek ne demektir ve nasıl olur?
Mülk suresi 16. ayet, Zuhruf suresi 84. ayet, En'am suresi 3. ayet ve bazı hadisler hatta Selef imamlarının bazı görüşlerinden hareketle "Allah göktedir" diyen bazı hocalara rastlıyoruz. Allah'a bu şekilde yer, yön, şekil izafesi mümkün müdür? İzah edebilir misiniz?
Allah kâinatı dünyayı, insanı yaratmadan önce ne yapıyordu? Bu tür sorular aklımıza geliyor. Nasıl düşünmeliyiz? İzah eder misiniz?
Allahu teala bütün her zerreyi aynı anda nasıl yönetiyor, kontrol ediyor? Aynı anda sayısını idrak edemediğimiz atomlara hücrelere kadar herşeyi nasıl tek başına idare ediyor?
"Hâlık-ı Rahman-ı Rahim’in ilminde, meşhudunda, malûmunda baki kalmaklığın senin bekan için kâfidir." (Mesnei-i Nuriye) Meşhudunda , Malumunda baki kalmaklığı senin bekan için kafidir derken hem ilmi vücut, maddi, manevi, misal Hepsini mi kapsamaktadır ? Her şey hakikati ve aslı ile Hâlık-ı Rahman-ı Rahim`in ilminde var mıdır? 
Birlikte Çalıştığımız bir arkadaşın Allah'ın varlığı ile alakalı soruları var. Acaba nasıl izah edebilirim.?
Lemeât Risalesinde geçen “Evliyâdan âşıkîn ve ârifîn beynlerinde mühim bir fark” vardır. Burada geçen Âşıkîn ve Ârifîn kimlerdir?