Arama sonuçları: 42 sonuç bulundu.

“(...) Kadınlar tekrar sordular: "Aklımızın ve dinimizin noksanlığı nedir, Ya Resulullah?" Resulullah (a.s.m.) "Kadının şahitliği erkeğin şahitliğinin yarısı değil midir?" diye sordu. Kadınlar "Evet!.." cevabını verdiler. Resul-i Ekrem Efendimiz izah etti ve tekrar sordu: "İşte bu aklın eksikliğinden hayız gördüğü zaman [günlerce bekler] namaz kılmaz, Ramazan`da bir müddet oruç tutmaz değil mi?" K...
Tabiat Risalesi’nin üçüncü muhalinde geçen, ''Sultan-ı Ezeli’nin hikmetinden gelen nizamat-ı kainatın MANEVİ KANUNLARINI birer MADDİ MADDE tasavvur ederek ve saltanat-rububiyetin KAVANİN-İ İTİBARİYESİNİ ve o Mabud Ezeli’nin şeriat-ı fıtriyye-i kübrasının MANEVİ ve yalnız VÜCUD-U İLMİSİ bulunan ahkamlarını ve düsturlarını birer MEVCUD-U HARİCİ ve maddi bir madde tahayyül ederek o İLM ve KELAMD...
Kıyamet nasıl kopacak? Neler olacak? Kimler kurtulacak?
İnançsız birisi böyle bir iddiada bulunuyor. Mesela oksijen ve hidrojen 20 derecede hep aynı şekilde, aynı açı ve uzaklıkta bağ kurması zorunludur. Başka bir ihtimal olmadığından farklı bir şekilde bağ kurması mümkün değildir. Bu zorunluluk ise maddenin kendi fıtri özelliğinden kaynaklanmaktadır. Madde bu yüzden düzenli hareket ediyor. Bu özelliğin neden kaynaklandığı henüz bilinmese de bilim iler...
12. Mektubun giriş kısmını ve 1. Sualini izah eder misiniz?
  İslamdaki hak mezheblerin ortaya çıkmasındaki hikmet nedir?
Son müceddid olarak Üstad Bediüzzaman biliniyor. Acaba bunu bütün İslam âlimleri kabul ediyor mu? Müceddid olduğunu nasıl isbatlarız?
Diyorlar ki, "hepimiz ademin çocuklarıyız". O halde bütün insanlar kardeş olmuyor mu? herkes kardeşiyle evlenmiş olmuyor mu? Bunu bir izah eder misiniz?
En'am suresi 163. ayette Hz. Peygamber efendimiz “Ben Müslümanların ilkiyim" diyor. A'raf suresi 143 te ise Hz.Musa "ben iman edenlerin / müminlerin ilkiyim" diyor. Nasıl anlayalım?
"Bu gibi vesvese ehl-i İtizale lâyıktır. Çünki onlar derler: "Medar-ı teklif olan ef'al ve eşya, kendi zâtında, âhiret itibariyle ya hüsnü var; sonra o hüsne binaen emredilmiş veya kubhu var; sonra ona binaen nehyedilmiş. Demek eşyada, âhiret ve hakikat nokta-i nazarında olan "hüsün ve kubh zâtîdir; emir ve nehy-i İlahî ona tâbi'dir."" (21. Söz)  Yukarıdaki yeri izah eder misiniz?