Bediüzzaman Hazretleri'nin Eski Said dönemindeki çizgisi hakkında en genel anlamda ne söylenebilir?
Bediüzzaman hazretlerinin eski Said döneminde felsefe ile İslam'a hizmet ettiğini, yeni Said döneminde ise doğrudan İslamı esas tuttuğuna ilişkin, Risalelerde bahisler vardır. İkisi arasındaki somut fark nedir?
"Üçüncü Nükte: Bu fakir Said, Eski Said’den çıkmaya çalıştığım bir zamanda, rehbersizlikten ve nefs-i emmârenin gururundan gāyet müdhiş ve ma‘nevî bir fırtına içerisinde akıl ve kalbim hakāik içerisinde yuvarlandılar. Kâh Süreyyâ’dan serâya kâh serâdan Süreyyâ’ya kadar bir sukūtve suûd içerisinde çalkanıyorlardı." Bediüzzaman Hazretleri'nin iç dünyasında meydana gelen bu çalkantılı durumun sebebi ...
Hz. Ebubekir Efendimize ait olarak bilinen bu sözün kaynağı var mıdır? Bir de burada çelişkili bir durum yok mu? Bir taraftan Hz. Ebubekir, cehennem azabından Allah'a sığınılan ayetleri okuyacak diğer yandan cehenneme girmeye rıza gösterecek. Aynı şekilde Bediüzzaman Hazretlerinin de benzer bir sözü var. Bu ifadeleri nasıl anlamamız gerekir? İzah eder misinz?
Kastamonu Lahikası'nda (s. 35) geçen bu ifadelerden Bediüzzaman Hazretlerinin risaleleri ciddi tashih ettiğini anlıyoruz. Bediüzzaman Hazretlerinin tashihte dikkat ettiği hususlar nelerdir? Bu hususu Risale-i Nur'da geçen ifadelerle izah eder misiniz?
Bediüzzaman Hazretleri'nin Sünnet-i Seniye Risalesin'nde geçen, "Sünnet-i Seniyyenin merâtibi (mertebeleri) var. Bir kısmı vâciptir, terk edilmez...Bir kısmı da nevâfil nevindendir. ...Diğer kısmı, "âdâb" tabir ediliyor..." ifadelerinde kasd edilen mertebelerin içerisinde farz ibadetler de var mıdır?
Yani farz olan ibadet sünnet hükmüne geçer mi?
Bediüzzaman hazretleri Kastamonu Lahikasında "Feraizi işleyen kebairi terk eden inşallah kurtulur" diyor. Ancak Asayı Musa mecmuası 11. şua 4. meselesinde ise; "hatta bir ehli keşif ve tahkik bir yerde 40 vefiyattan yalnız birkaç tanesi kazandığını sekeratta müşahede etmiş, ötekiler gayb etmişler," diyor.(camii cemaati diye biliyorum yanlış değilsem) Bu iki parça birbirine zıt gibi duruyor. izah...
Adıyamanlı rahmetli Mehmet Emin Akbaş isimli Nur Talebesi'nden rivayetle (Allah rahmet eylesin), Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin, "resim çektirmek doğru değildir" dediğini işitiyoruz. Bu meselede ölçü nedir.
Ahir zamanda gençlerde görülen bir sürü kötü ahlak var. Bediüzzaman Hazretleri Risalelerinde enaniyeti geniş bir şekilde ele alıp izahlar yapmış. Peki bu zamanın gençlerinde bulunan şiddetli enaniyet ve ego için ne tür çözümler ortaya koymuş?
Risale-i Nur'da geçen bu cümleleri nasıl anlamak gerekir? İlgili yerde Bediüzzaman Hazretleri hiss-i kablelvukū‘ sahibi kimseleri anlatıyor.Bu cümlenin o mübarek zatlarla nasıl bir alakası var?