"Ama فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ fıkrasında şâyân-ı hayret bir tevâfuk var ki, bu fıkranın ilm-i cifir kaidesiyle makam-ı ebcedîsi bin üç yüz otuz iki eder. Şu halde يَا مُنْشِدًا نَظْم۪ي فَقُلْهُ وَلَا تَخَفْ meâl-i gaybîsi, “Yâ Risâle-i Nûr ve Sözler sâhibi! Bana bak, gāfil davranma! Bin üç yüz otuz ikide (m. 1914) mücâhedeye başla. Sözleri korkma, yaz, söyle!” Filhakîka Said hürriyetten sonra az bir zaman mücâhedesine tevakkuf etmiş ise de, bin üç yüz otuz ikide (m. 1914) İşârâtü’l-İ‘câz’ı te’lîf ile beraber Eski Said’den sıyrılmayı niyet edip, yeni Said sûretinde bütün kuvvetiyle mücâhede-i ma‘neviyeye başlamış. İki üç sene sonra da Dâru’l-Hikmeti’l-İslâmiye’de bulunarak bir-iki sene Hazret-i Gavs-ı Geylânî’nin şu vasiyetini ve emrini imtisâl ederek envâr-ı Kur’âniyeyi neşretmiş. Lillâhilhamd, şimdiye kadar da devam ediyor. Bu şâyân-ı hayret fıkrada, cây-ı dikkat şu nokta var ki, Hazret-i Gavs, doğrudan doğruya altıncı asırdan bu asrımıza bakıyor. O altıncı asrın âhirlerinde Hülâgū felâketi gibi fecî‘, dehşetli meşhur fitnenin çok elîm ve çok fecî‘ ve kuburdaki emvâtı ağlattıracak derecede dehşetli bir nevi‘, bu on dördüncü asırda bulunuyor. Bu iki asır birbirine tevâfuk ediyor ki, Hazret-i Şeyh, o asırdan bu asra bakıyor." Soru
Sekizinci Lema’da geçen şu cümleleri izah eder misiniz?
Peygamberimiz kızı Fatıma için babanın peygamber olmasına aldanma, namaz kıl ben bile seni kurtaramam derken nasıl oluyorda 10 kişi daha dünya hayatında amel defteri kapanmadan cennetle müjdeleniyor?
Amellerimizi riyasız, tertemiz tutmak nasıl mümkün olur?
Çalıştığımız kurumda bir iki sene öncesine kadar namaz kılınması çok kötü karşılanırken şimdi bazı değişiklikler sonucu namaz kılan insanların iyi makam ve mevkilerde görevlendirilmesi söz konusu. Bu sene namaza baslamayı planlayan arkadaşlarıma bir takım mufsid kimseler namaz kılarsanız insanların gözünde riyakar olursunuz diyerek onları namaz kılmaktan alıkoyuyorlar. Arkadaşlarıma ne cevap verme...
"Amelin en iyi suretini taharriden neş'et eden bir vesvesedir ki, takva zannıyla teşeddüd ettikçe hal ona şiddetlenir. Hattâ bir dereceye varır ki, o adam amelin daha evlâsını ararken, harama düşer. Bazan bir sünnetin araması, bir vâcibi terkettiriyor. "
Bazen bir sünnetin aranması bir vacibi terk ettirir. Burda geçen kısma yani sünnet-i yapayım derken vacibi terk etmeye 4, 5 örnek verir misiniz?...
"Ameller niyetlere göredir" hadisini nasıl anlamalıyız? İfadenin ölçüsü sınırı kastı nedir?
21. Lema'da "Riyadan kurtaracak ve ihlası kazandıracak çok hakaik zikredildiğinden ona havale edip burada kısa kesiyoruz" diyor. Bu hakikatleri açabilir misiniz? İhlası kıran ve kişiyi riyaya yönlendiren sebepler nelerdir? İhlası kazandıracak ve riyadan kurtaracak esaslar hangi risalelerde geçmektedir?
Eğer ihlası kazanamazsak ne gibi zararlara uğrarız?
Allah yolunda hizmet eden anne-babanın sevablarından, evladları ahirette hisse alır mı? Evladın sevapları anne-babaya yazılır mı?
İstanbul'un işgali sırasında, İngilizlerin en yüksek dinî dairesinin Meşihat-ı İslamiye'den sorduğu altı sual ve Bediüzzaman'ın bunlara verdiği cevablar nelerdir?