Arama sonuçları: 1473 sonuç bulundu.

Kainatın tılsım-ı muğlakını keşfeden üç risale hangi risalelerdir?
"Bu kâinât, o kadar ma‘nîdâr ve muntazamdır ki, mücessem bir kitâb-ı Sübhânî ve cismânî bir Kur’ân-ı Rabbânî ve müzeyyen bir saray-ı Samedânî ve muntazam bir şehr-i Rahmânî suretinde görünüyor." Bu cümleyi açıklayabilir misiniz?
Kainatın ölçüsü nedir? Yani neye göre değerlendirilmeli? Örneğin; bize göre sert olan bir taş bir gergedan için yumuşak olabilir. Ya da, dünyamız bize göre çok büyük, evrene göre çok küçük, Rabbimiz için ise küçük büyük farksız vs. Kainattaki herhangi birşey değerlendirirken ölçü ne olmalı.?
Kainatta olan biten çok küçük ve gözümüze gereksiz gibi gelen şeyleri de illa bir hikmete bağlı olarak mı düşünmeliyiz? Yoksa Cenab-ı Hakkın koyduğu âdetlerin neticeleri olarak mı görmeliyiz? Mesela bir yaprağın ağaçtan düşerken savrulup bir yere düşmesi gibi...
Mesnevi-i Nıuriye'de Reşhalarda geçen "Kâinatta görünen hüsn-ü san'at dahi risalet-i Ahmediyeye (a.s.m.) delâlet ve şehadet eden kat'î bir delildir." cümlesini devamı ile açıklar mısınız? Tam olarak Peygamberimizin nübüvvetine olan delaletini bağdaştıramadım. 
11. Lema'da, "evet kalbin mercimek kadar bir sandukcası olan kuvve-i hafızada..." cümlesinden ne anlamalıyız?
"Sadakalar (zekâtlar), Allah'dan bir farz olarak ancak, fakirlere, yoksullara, (zekâtı toplamak için me'mur kılınmakla) onun üzerine çalışanlara, kalbleri (İslâm'a) ısındırılacak olanlara, (âzâd edilmek üzere efendisiyle belli bir bedel karşılığında anlaşmış olan) kölelere, borçlulara, Allah yolunda olanlara ve yolda kalmışlara mahsustur. Ve Allah, Alîm(menfaatinize olanı hakkıyla bilen)dir, Hakîm...
"Kalp boşluk kabul etmez" Sözünden ne anlamalıyız? 
Akıl, kalp gibi latifeler ruhun parçası mıdır? Yoksa ruha takılan özellikler midir?