“Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz mi kaldım?” dedi. Böylece (bunu bilmediğine) pişman olan kimselerden oldu.” Bu âyetten hareketle Kabil'in pişman olduğu ve tövbe ettiği anlaşılanbilir mi? Bu âyetlerin izahını yapar mısınız?
İnsanlar iyi ve kötü amellerinin cezasını cehennem ve cennette alacaklardır niçin mahşer gününe kadar insanların bir kısmı kabirde azap çekeceklerdir?
Gençlik rehberinde Üstad Kabre giden 3 yoldan bahseder. Bu üç yoldan 3.sü anlatılırken, yani inancı olmadan Kabre girenlerin akıbeti anlatılırken şöyle bir cümle geçiyor: "Öyle inandığı ve itikad ettiği için cezası olarak aynını görecek." Yani yokluğa inanan insanlar, yok olmakla mı cezalandırılacaklar? Bu kısmı izah eder misiniz?
Kabir azabını hakeden biri, sürekli azab mı görür? Azabı hangi şekillerde olur?
Gençlik Rehberinde, "Kabre girilen üç yol var bunlardan ikisi bedihidir" derken ikisi ile hangileri kasdediliyor?
Kabz ve bast halleri tam olarak nedir? Bu haller olmuşsa eğer ne yapmamız gerekiyor?
"Kader fetva verdi" cümlesinin hakikati nedir?
Kaderimiz belli, o vakit neden birileri kötü olmaya devam ediyor?
Risalelerde ata kazayı bozar, kaza da kaderi bozar ibareleri geçiyor. Burada bozmak tabiri değişmek manasında anlaşılıyor. Ama kader defteri olan Levh-i Mahfuz değişmez diyoruz?
Kader Allah'ın bilmesi diyoruz ancak Allah aynı zamanda her şeyin yaratıcısı. Yani "O dilemezse biz isteyemeyiz."(insan suresi) O zaman nasıl mesul oluyoruz? Bizim cüzî irademiz var diyoruz ama bizim isteğimizi de yaratan Allah, yani o bizim iyiyi seçmemizi dilese biz iyiyi seçeriz, kötüyü seçmemizi dilese kötüyü seçeriz. O zaman nerede kaldı benim mesuliyetim?