“Yazıklar olsun bana! Şu karga kadar olup da kardeşimin cesedini gömmekten âciz mi kaldım?” dedi. Böylece (bunu bilmediğine) pişman olan kimselerden oldu.” Bu âyetten hareketle Kabil'in pişman olduğu ve tövbe ettiği anlaşılanbilir mi? Bu âyetlerin izahını yapar mısınız?
Bedüüzzaman hazretleri "Gençlik Rehberi" adlı eserinde bazı gençlerin 50 sene sonraki hallerini bir sinema gibi gördüğünü ve bir kısmının kabir azabı çektiğini beyan ediyor. Bu gerçek mi? Günümüzde kabir azabının olup olmadıgı hakkında tartışmalar oluyor. Bu konuda bilgi verirmisiniz?
Kabir başında Kuran okuyan bir kadının sesi kabirdeki erkeklere gider mi, gitse caiz midir?
Kabirde veya cehhennemde Ruh mu azap çeker yoksa beden mi? Tekrar dirilme nasıl olacak?
Kabz ve bast halleri tam olarak nedir? Bu haller olmuşsa eğer ne yapmamız gerekiyor?
Risalelerde ata kazayı bozar, kaza da kaderi bozar ibareleri geçiyor. Burada bozmak tabiri değişmek manasında anlaşılıyor. Ama kader defteri olan Levh-i Mahfuz değişmez diyoruz?
Bütün olaylar kader midir?
Kader Allah'ın bilmesi diyoruz ancak Allah aynı zamanda her şeyin yaratıcısı. Yani "O dilemezse biz isteyemeyiz."(insan suresi) O zaman nasıl mesul oluyoruz? Bizim cüzî irademiz var diyoruz ama bizim isteğimizi de yaratan Allah, yani o bizim iyiyi seçmemizi dilese biz iyiyi seçeriz, kötüyü seçmemizi dilese kötüyü seçeriz. O zaman nerede kaldı benim mesuliyetim?
Kader ve kazada, atânın hükmü nedir? Levhi mahfuzda var olan bir şey atâ ile değişir mi? Mesela sadaka belayı def eder. Hadisinde sadakanın kaderde var olan bir belayı değiştirdiği söylenebilir mi? Eğer levhi mahfuzda bir değişme olduğunu söylersek, bu durum Cenabı Hakkın her şeyi bilmesi gerçeğiyle zıt düşmez mi?