Bütün olaylar kader midir?
Bütün olaylar kaderdir. Yani kaderde vardır. Kader doğru anlaşıldığında bu konu aydınlanır.
Kader: Allah’ın, işler meydana gelmeden önce her şeyi takdir etmesine denir. Yani her şey var olmadan önce ilahi ilimde bir plana sahiptir. Tesadüfen meydana gelmez. İlahi ilim her şeyi kuşatmıştır. Herşeyi bilir ve bildiğine işaret olarak da her şeye bir çok deliller koymuştur (her şeydeki sanat, hikmet, nizam, intizam gibi).
İşte her şey kaderdir dediğimizde, Allah’ın her şeyi bildiğine, Allah’ın ilmi içinde geliştiğine, onun ilmi dışında bir şeyin gelişmediğine ve her şey meydana gelirken bir plan, düzen dâhilinde meydana geldiğine, başıboş, Allah’tan bağımsız, tesadüfen oluşmadığını anlarız. Kısacası her şey bir plan dâhilinde, düzen içinde meydana gelir ki biz buna kader diyoruz.
Başka bir açıdan değerlendirmek de mümkündür. Kader, Allah’ın, her şeyi meydana gelmeden önce, gelirken ve geldikten sonra bilmesidir. Hiç bir şey yoktur ki Allah onu bilmesin. Öyle ise her şey kaderde vardır. Yani ilahi ilmin dâhilindedir.
İnsanın zihnini, "sonucu bilinen bir sürecin Allah tarafından niçin yaşatıldığı" gibi garip bir soru meşgul ettiğinde genellikle aldığımız cevap: Cenab-Hakk bizim dünya imtihanı neticemizi ilm-i ilahisiyle zaten bilmektedir. Eğer bizi doğrudan cennet veya cehenneme sevk etseydi, bu O'nun Adil ismine uygun düşmezdi. Bizim ihtihan sonucuna itiraz etmememiz için bu dünya hayatını yaşıyoruz denmektedir. Dünya hayatının ve imtihanının bu cevaptan başka hikmetleri neler olabilir?
Allah'ın bizzat görmek ve isimlerini tecelli ettirmek istemesidir. Bir şeyin ilim, yani bilgi derecesinde kalması ile ortaya çıkması arasında dağlar kadar kıymet farkı vardır. Diyelim ki dünyanın en güzel gökdelenini bir mimar kafasında tasarladı, ya da maketini yaptı. Bununla gerçekten o binayı dikmesinin kıymeti aynı olabilir mi? Arada müdhiş bir fark olduğu açıktır. Dünyanın ve insanların yaratılması da bunun gibidir.
Ayrıca sizin yazdığınız nükteye ilaveten, sırf önceden bilmekten dolayı insan cehenneme atılsa idi. Bu ne anlama gelirdi? Hiç işlenmemiş bir suç için ebedi azab! Böyle bir şey hem abes, hem de zulüm olurdu.