Arama sonuçları: 198 sonuç bulundu.

22. Söz 2. Makam 1. Lema'da geçen "Ecel dahi tevehhüm olunan fenâlıklara merci‘dir."  ifadesini izah eder misiniz? Fena şeyleri ecele vermeyi açıklar mısınız?
Sünnet-i Seniyye Risalesi'nin Dördüncü Nüktesi'nde geçen, el mevtü hakkun hakikatini izah eder misiniz?
Asay-ı Musa yedinci meselede şöyle bir ifade var: "ve kâinât şehrinin zemin mahallesinin bahçesinde ve tarlasında, vâridât ve sarfiyâtına ve zer‘ ve ekilmesine nezârete me’mur ve yüzer fenlerle ve binler san‘atlarla techîz edilmiş en gürültülü ve mes’ûliyetli nâzırı;" buradaki gürültüden kasıt nedir?
İhlas Risalesinde geçen, "Samimî ihlâsı kıran adam, bu hulletin en yüksek kulesinin başından sukut eder. Gayet derin bir çukura düşmek ihtimali var; ortada tutunacak yer bulamaz." cümlesiyle iman dairesinden de çıkar manası anlaşılabilir mi?
Kadın ve erkek için hürmet ve muhabbet arasındaki ince mana nedir? Muhabbetsiz hürmet veya hürmetsiz muhabbet olur mu? "gençken muhabbet ön plandayken yaşlılıkta ve çirkinlikte hürmet ön plana geçer" demek doğru bir tesbit mi?
Esma-yı Hüsnayı tazammun eden bazı fezlekelerle ayetlere hatime verilmekte .... Bu yere örnek verebilir misiniz?
Bir kısım müslümanların; Kuran okurken, hutbe okunurken, namazda sure okurken vb anlamını tam bilmedikleri halde aslı olan arapça şekliyle amel etmeleri hakkında, bazı çevrelerin " Şu insanlara bak! Hala anlamını bilmedikleri şeyleri okuyorlar?" gibi söylemlerine nasıl cevap verilebilir?
Bediüzzaman hazretleri Kastamonu Lahikasında "Feraizi işleyen kebairi terk eden inşallah kurtulur" diyor. Ancak Asayı Musa mecmuası 11. şua 4. meselesinde ise; "hatta bir ehli keşif ve tahkik bir yerde 40 vefiyattan yalnız birkaç tanesi kazandığını sekeratta müşahede etmiş, ötekiler gayb etmişler," diyor.(camii cemaati diye biliyorum yanlış değilsem) Bu iki parça birbirine zıt gibi duruyor. izah...
"Fıtrat yalan söylemez. Bir çekirdekteki meyelân-ı nümüv der: “Ben sünbülleneceğim, meyve vereceğim.” Doğru söyler. Yumurtada bir meyelân-ı hayat var. Der: “Piliç olacağım.” Biiznillâh olur. Doğru söyler. Bir avuç su meyelân-ı incimâd ile der: “Fazla yer tutacağım.” Metîn demir, onu yalan çıkaramaz. Sözünün doğruluğu demiri parçalar. Şu meyelânlar, irâdeden gelen evâmir-i tekvîniyenin tecellîlerid...
Gençlik Rehberi'nde 3 sayfada "Acaba yüzde bir ihtimâl-i helâket bulunan bir tehlike yolunda gitmemek için, bir tek muhbirin sözü nazara alınsa..." Bu kısmı nasıl anlamalıyız?