Arama sonuçları: 607 sonuç bulundu.

18.lemanın ilk haşiyesinde, '19.mektubdaki seksen mucize-i gaybiyyenin bununla seksen bir olduğu söyleniyor. Bunu izah eder misiniz?
Semanın yedi tabaka olmasına dair 12. Lem'a'nın dördüncü kaidesini açıklar mısınız?
"Mesnevî-i Şerîf, şems-i Kur’âniyeden tezâhür eden yedi hakîkatten bir hakîkatin aynası olmuş, kudsî bir şerâfet almış. Mevlevîlerden başka, daha çok ehl-i kalbin lâyemût bir mürşidi olmuş. Öyle de Risâle-i Nûr, şems-i Kur’âniyenin ziyâsındaki elvân-ı seb‘ayı ve o güneşteki renk renk ve çeşit çeşit yedi nûru birden aynasında temessül ettirdiğinden, inşâallâh yedi cihetle şerîf ve kudsî; ve yedi Me...
"Sen olmasaydın ey Habibim! Alemleri yaratmazdım" ifadesini açıklar mısınız?
Şeriatın sırları nelerdir?
"...bir def‘a (Dünya öküzün üzerinde) demiş. Çünki küre-i arz, o suâlin zamanında sevr burcunun misâlinde imiş. Bir ay sonra yine sorulmuş, (balık üzerinde) demiş. Çünkü o vakit küre-i arz, hût burcunun gölgesinde imiş..." (14. Lema) burçlara baktığımız zaman Boğa burcu (Taurus) 21 Nisan-21Mayıs Balık Burcu(Pisces) 19 Şubat-20 Mart tarihlerini kapsıyor. Dolayısıyla bir ay sonra balık burcu değil...
"Gavs-ı Geylani (ks) birisinin ecel-i mübremi hususunda meşiet-i İlahiyeden (Allah’ın iradesinden) istimdat ve niyaz etmesiyle teehhürüne (ertelenmesine) vesile olduğunu ehl-i keşf haber vermişler..." Ecel-i mübrem değişmez ecel demek. Ama bu cümleye göre sanki değiştirilebiliyormuş gibi algılanıyor! Bu ifadeyi izah eder misiniz ve Gavs-ı Geylani'nin bu hadisesini de anlatır mısınız?
"İşte insaniyet ve akıl cihetiyle alâkadar olduğun bütün o seyyar dünyalar ve seyyal kâinatlar, mütemadiyen senin dalaletin suretiyle, senin başına dünya dolusu dehşetli ve hadsiz ölümlerin şiddetli elemlerini yağdırıyor." (Kastamonu lahikası) Burda geçen seyyar dünyalar ve seyyal kainatlar ne demektir? Konuya bağlantılı olarak izah eder misiniz)
Münacat Risalesi'nde geçen "Ey şiddet-i zuhurundan gizlenmiş ve ey kibriya-yı azametinden tesettür etmiş olan Sâni-i Hakîm ve Hâlık-ı Rahîm" sözünü izah edebilirmisiniz?
Eyyüb (as) yaraları ibadetini engelleyene kadar hastalığının şifasını taleb etmemiş. O halde bizler de hastalığın bize kazandırdıklarını düşünerek hastalık ibadetimize engel oluncaya kadar dua etmemeli miyiz?