Zulmetli münevverler bu sözü bilmeliler: Ziya-yı kalbsiz olmaz nur-u fikir münevver.O nur ile bu ziya mezcolmazsa zulmettir, zulüm ve cehli fışkırır. Nurun libasını giymiş bir zulmet-i müzevver. Gözünde bir nehar var, lâkin ebyaz ve muzlim. İçinde bir sevad var ki, bir leyl-i münevver. (Lemaat, Osmanlıca Sözler)
Üstadımızın bu cümlesini açıklar mısınız?
Toplumu etkileyen manevi hastalıklardan "adavete muhabbet" kısmını açıklayabilir misiniz?
"Tefekkür, gafleti izale eder. Dikkat, teemmül; evham zulümatını dağıtıyor. Lâkin nefsinde, bâtınında, hususî ahvalinde tefekkür ettiğin zaman derinden derine tafsilat ile tedkikat yap. Fakat âfâkî, haricî, umumî ahvalâta teemmül ettiğin vakit sathî, icmalî düşün, tafsilata geçme. Çünki icmalde, fezlekede olan kıymet ve güzellik, tafsilatında yoktur. Hem de âfâkî tefekkür, dipsiz denize benziyor, ...
24. Sözün 5. Dalının 2. Meyvesinde, "(Allah) manevi çok rızk ve nimetler isteyen insaniyeti sana verdiğinden, alem-i mülk ve melekut gibi geniş bir sofray-ı nimet, o mide-i insaniyetin önüne koymuş ve aklın eli yetişecek nisbette sana açmıştır" diyor. Alem-i mülk ve melekutun insaniyete ve insanın aklına nasıl nimet olduğunu açıklayabilir misiniz?
BİRİNCİ MEDAR: Dikkat edilse, şu kâinatın umumunda bir nizam-ı ekmel, bir intizam-ı kasdî vardır. Her cihette reşehat-ı ihtiyar ve lemaat-ı kasd görünür. Hattâ herşeyde bir nur-u kasd, her şe'nde bir ziya-yı irade, her harekette bir lem'a-i ihtiyar, her terkibde bir şu'le-i hikmet, semeratının şehadetiyle nazar-ı dikkate çarpıyor. İşte eğer saadet-i ebediye olmazsa, şu esaslı nizam, bir suret-i za...
Mesnevi Nuriyede “Eğer o dünyaya ait faideler ve menfaatler o ubudiyete ve o virde veya o zikre illet veya illetin bir cüzi olsa o ubudiyeti kısmen iptal eder, belki o hasiyetli virdi akim bırakır, netice vermez.” diye geçiyor. Mesela Cevşenül Kebir'de çok güzel dualar var, hoşumuza gitti. Gerçekten ben bunları istemeliyim veya bunlardan korunmalıyım diye düşündük ve okuduk. Allah'ın rızasını düşü...
"Hâlık-ı Rahman-ı Rahim’in ilminde, meşhudunda, malûmunda baki kalmaklığın senin bekan için kâfidir." (Mesnei-i Nuriye) Meşhudunda , Malumunda baki kalmaklığı senin bekan için kafidir derken hem ilmi vücut, maddi, manevi, misal Hepsini mi kapsamaktadır ? Her şey hakikati ve aslı ile Hâlık-ı Rahman-ı Rahim`in ilminde var mıdır?
Azamet ve kibriya neden lüzumlu bir perdedir? Akıl ile ihata ve kalb ile görmeye mani ve tam marifete neden sed çeker? Ve neden marifette ve imanın inkişafında hadsiz mertebelerin bulunmasına sebeptir? Ve neden marifetullahta terakki ettirmeye cazibedar bir ihticab-ı kudsîdir, Yoksa, hiçbir cihetle inkâr ve nefye sebep olamaz mı? Azamet bir vesile-i ihticab olduğu gibi, azametten neş’et eden ve az...
Kastamonu Lahikasındaki bir mektuptaki bazı yerleri sormak istiyorum. Şöyle ki,
1) Hem şimdilik bazı ulemanın yeni eserlerinde meslek ve meşreb ayrı ve bid'atlara müsaid gittiği için... Burda bahsi geçen ulema kimlerdir, meslek ve meşrebleri ayrı ne demektir?
2) Ey kardeşlerim! Mesleğimiz, tecavüz değil, tedafü'dür, hem tahrib değil tamirdir, hem hâkim değiliz mahkûmuz.... virgül ile ayrılan yer...
Harfler ve cüzlerinden evvela ب'nin fenn-i sarfça bir mânâsı istiânedir. Bir mânâ-yı örfîsi teberrük mânâsı olmasından bu ب'nin merci-i müteallikı kendi mânâsından çıkan اَسْتَعِينُ ve اَتَيَمَّنُ fiillerine bağlanıyor. Veyahut Bismillah’taki perdesinde قُلْ (söyle)’den çıkan اِقْرَاْ (oku) fiiline bakar. Yani: “Ya Rabbi, ben senin isminin yardımıyla ve onun bereketiyle okuyacağım. Her şey senin k...