"Muhterem Üstâdım! Rahmet-i İlâhiye ile bir hakîkati daha yakînen anladım. O da şudur ki: İlk şeref-i mülâkî olduğum zamanda verdiğiniz ders, bütün risâle ve mektublarda vücûdunu hissettirmektedir. Fark yalnız o dersteki mücmel hakāikin diğer derslere tafsîl, tavzîh ve ızhârından ibârettir. Demek ki, îmânı ve Kur’ân’ı esas ittihâz etmekle, dâimî bir feyiz menbaı, sermedî bir nûr kaynağı, fenâsız k...
"Veraset-i Ahmediye ile ism-i a'zam zılline mazhar bir mü'min, kendi kabiliyeti itibariyle kemmiyetçe bir Nebinin feyzi kadar sevab alıyor denilse hilaf-ı hakikat olamaz. Kemiyetce bir nebinin feyzi kadar sevap alıyor" ne demek, izah eder misiniz?
Bir zaman kalbime geldi, niçin Muhyiddin-i Arabî gibi hârika zâtlar sahabelere yetişemiyorlar? Sonra namaz içinde سُبْحَانَ رَبِّىَ الْاَعْلٰى derken, şu kelimenin manası inkişaf etti. Tam manasıyla değil, fakat bir parça hakikatı göründü. Kalben dedim: Keşke bir tek namaza bu kelime gibi muvaffak olsaydım, bir sene ibadetten daha iyi idi. (27.Sözün zeyli 2.sebeb)
Keşke bir tek namaza bu kelime g...
Ben zamanın cemaat zamanı olduğunu biliyorum. Ancak ben evde psikolojik rahatsızlığımdan dolayı Kur'ân okusam, kaza namazlarımı kılsam ama tarikat veya cemaatlere katılmasam ve Risale-i Nur'dan istifade etmeye çalışsam, bu durumda imanı kuvvetlendirme ihtimalim var mıdır ?
2. Sorum da ben bir öğretmenim. Öğrencilerime faydalı olmak istiyorum. Kendimi risalelerde geliştirip daha sonra mı anlatayı...
Ben asla onunla evlenmem gibi büyük laflar ettim. Sonrasında ise tövbe ettim. 1 dakika bile sürmedi yanlışlıkla ağzımdan çıktı. Büyük konuşmak tövbesi nasıl olur, hiç onu söylememiş gibi olur mu?
Hadis-i şerifte bildirilen, “Cenab-ı Hakk’ın yetmiş bin perde arkasında olması” hakikatini nasıl anlamamız lazım?
Cennet ve cehennem hakkında söylenen fakat aklımızın bu dünyaya kıyasla kabul etmediği; bal ırmakları, zümrüt ve yakuttan saraylar ile ilgili bilgiler doğru mu? Hakikatı nedir?
"O çare ise şudur ki o cüz-i ihtiyarîden dahi vazgeçip, irade-i İlahiyeye işini bırakıp, kendi havl ve kuvvetinden teberri edip, Cenab-ı Hakk’ın havl ve kuvvetine iltica ederek hakikat-i tevekküle yapışmaktır. " 17. Söz'ün zeylinde geçen bu kısmındaki "cüzi ihtiyariden vazgeçmeyi" nasıl anlayacağız? İzah eder misiniz?
Zelzelenin manevi sebeplerini ve neticelerini görmeyip sadece bir madenin maksatsız tasadüfi ve tabii neticesi olarak görmenin bir hakikatı var mıdır?
Gençlik Rehberindeki, "Hem senin dünyaca muvaffakıyetin, elmasçı ve divane olmuş bir Yahudinin cam parçalarını elmas fiatiyle aldığı gibi; sen de küçücük, kısacık bir zamana, bir hayata, uzun ve daimî ve geniş bir hayatın fiatını verdiğin için, elbette o had dairesinde galebe edersin. Bir dakikaya bir sene kadar şiddetli hırs, muhabbet, intikam gibi hissiyatla müteveccih olduğun için, ehl-i diyane...