Halk arasında büyü, kısmet bağlama, kağıt yaptırma ve kaderini açma gibi çok yaygın olan bazı uygulamalar hoca tabir ettikleri insanlara yaptırılıyor. Bunun İslamiyette yeri var mıdır. İzah edebilir misiniz?
Bir çekirdekte kader programının yazılı olmasından ne anlamalıyız? Mesela bir elma çekirdeğinin, filiz verip vermemesi, ağaç olursa kaç yaprak ve meyve çıkacağı vs mi yazılı? Yoksa yazılım programı şeklinde ağacın potansiyeli mi yazılı?
Allah Cennete veya Cehenneme Gideceğimizi Biliyorsa Bizi Niçin İmtihan Ediyor? Allah Bizim Nereye Gideceğimizi Bildiği ve Yazdığı İçin mi Bizler Oraya gidiyoruz?
Izdırari kadere çocukluk girer mi? Ergenlik dönemine kadar olan kısım ızdırari kadere mi girer? Çocukluk dönemini biz belirliyebilir miydik? Ergenlik döneminden itibaren mi İhtiyari kader mi başlar? Ergenlik dönemine kadar olan kısmı Allah mı belirler?
Bir yakınım evleneceği kızın kötü huylarını bildiği halde ilerde düzelir düşüncesiyle evlendi. Düzelmeyince de kaderde böyle yazıyormuş dedi. Gerçekten kader mi? Eğer öyleyse irademizin ne anlamı var?
"İnsan kendi kaderini kendi çizer" deniliyor. Bu söz doğru mudur?
Risale-i nurda şöyle diyor: "bazen zulüm içinde adalet tecelli eder." Neden "bazen adalet" tecelli eder?
Genç yaşta namaz kılmayan ve ölen bir genç ve geç yaşta namaza başlayan bir yaşlı. Şimdi o genç yaşasaydı bir gün farkına varırdı namaza başlardı belki. Çünkü bir çok insan ilerleyen yaşlarda namaza başlıyor. Allah o gencin namaza başlamayacağını bildiği içinmi veya o yaşlının namaza başlayacağını bildiği içinmi ömrünü o kadar veriyor diyebilirmiyiz? Yoksa bu soruyu sormamam mı gerekiyor?
Rüya-yı sadıkanın kaderle olan münasebetini açıklar mısınız? Rüya nasıl kadere delil oluyor?
Kader Risalesi’ndeki şu paragrafı izah eder misiniz?
"Cüz'-i ihtiyarînin üss-ül esası olan meyelan, Matüridîce bir emr-i itibarîdir, abde verilebilir. Fakat Eş'arî, ona mevcud nazarıyla baktığı için abde vermemiş. O meyelandaki tasarruf, Eş'ariyece bir emr-i itibarîdir. Öyle ise o meyelan, o tasarruf, bir emr-i nisbîdir. Muhakkak bir vücud-u haricîsi yoktur. Emr-i itibarî ise, illet-i tâmme istem...