Halk arasında büyü, kısmet bağlama, kağıt yaptırma ve kaderini açma gibi çok yaygın olan bazı uygulamalar hoca tabir ettikleri insanlara yaptırılıyor. Bunun İslamiyette yeri var mıdır. İzah edebilir misiniz?
Dinimize göre; büyü, kısmet bağlama, kağıt yaptırma ve kaderini açma gibi bütün işlerin hepsi yasaklanmıştır. Halk arasında kısa bir vakitte kendisine veya başkasına menfaat sağlamak veya hased ve düşmanlığından dolayı zarar vermek maksadıyla yapılan kağıt yaptırma veya sihir yapma olarak bilinen bu işin İslamiyet'te yeri yoktur.
Genellikle Allah ve ahiretteki hesaptan korkmamak, kader ve kısmetine razı olmamak, düşmanlık ve gayzına hakim olamamaktan kaynaklanan büyü ve sihir yapma büyük bir kötülük, haram ve günahtır.
Bu konuda merhum Elmalılı şöyle buyurmaktadır."Büyü, sebebi gizli olmakla beraber gerçeğin aksine tahayyül olunan yıldızcılık, şarlatanlık ve hilekarlık yolunda cereyan eden herhangi bir şey demektir. Hakkı batıl, batılı hak ve hakikati hayal hayali hakikat diye göstermek vardır. Bu konu hakkında Kur'an-ı Kerimde "Nitekim insanların gözlerini zehirlediler." (Araf, 7- 116) Sihirleri sayesinde (ipleri ve sopaları) onun hayalini büyüledi. Çünkü onlar gerçekten yürüyor gibiydiler." buyrulmaktadır.(Taha 20-66)"(Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, Bakara 2/102) Bu manadaki sihir ve kağıt yapma işi Ehl-i sünnet alimlerine göre haramdır ve hatta küfürdür. Çünkü Cenab-ı Hak Kur'an Kerimde "Lâkin şeytanlar kâfir oldular. Çünkü onlar, insanlara büyü yapmayı ve Bâbil’de Hârut ile Mârut isimli iki meleğe indirilen bilgileri öğretiyorlardı.(Bakara 2/102)
Bu konunun tarihi seyri ve kaynağı uzunca bir zamana yayılmaktadır. Çünkü bu iş insanlık var oldu olalı var olan şeytanların bir hilesidir. Bu konuda merhum Elmalılı şöyle buyurmaktadır: "Şeytanlar içinde birtakım bir de desiseci sanatkarlar da vardı. İşte vahiy kaynağından uzak olan bu şeytanlar meydana gelen ve gelecek olan olaylar hakkında kulak hırsızlığı ile birtakım bilgiler edinirler ve bu bilgilerin her birine yüzlerce yalan ve pislik karıştırarak gizli gizli yaymaya çalışırlardı. Bu işlere alet etmek için kahinleri seçerler ve onlara çeşitli telkinlerde bulunurlardı. Bunların bazı haberleri doğru çıktıkça kahinler bunlara güvenirdi. Ancak onlar bunun yanında binlerle yalan dolan da yayarlardı. Derken bu kahinler bu bilgileri kaleme aldılar. Bu konularda kitap yazdılar. Cin çağırma ve sihir yolu ile gönül çelme hakkında türlü türlü sihir ve efsun kitapları meydana getirdiler. Bu arada geçmiş ve gelecek olaylar hakkında habere benzer efsaneler, masallar, yalan-dolan şeyler yaydılar...Sihirbazlar ilimlerden, edebiyattan, felsefeden, teknolojiden ve hatta tabiattaki garip ve acayip yaratılışlardan suistimaller ve istismarlar yaparak yararlanmasını bilirler...İşin özünde insan ruhu üzerinde aldatıcı bir tesir meydana getirmekten ibaret ibaret olan sihir, hayal ve bazı gerçeklerle karışık aldatmacadan ibarettir."(Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, Bakara 2/102)
"Bununla beraber bunları yapanlar Allah'ın izni olmadıkça kimseye zarar veremezler. (Bakara, 2/102) Çünkü gerçekten ne sihirden ne sihirbazdan ne tabiattan ne ruh'tan ne yerden ne gökten ne şeytan da ne meleklerden insana Allah'ın izni olmadan bir tesir dokunmaz. Hakiki tesir ancak Allah'tandır. Fayda ve zarar denilen şey de ancak onun izniyle meydana gelir. O halde her şeyden önce Allah'tan korkmalı ve Allah'a sığınmalıdır ve bunlara karşı koymak için de Allah'ın kitabına sarılmalıdır (Elmalılı, Hak Dini Kur'an Dili, Bakara 2/102)
Peygamber efendimizin yapmış olduğu bazı dualarda ve Kur'an-ı Kerimde Felak suresinde geçen"düğümlere üfleyen(büyücülerin) şerrinden" Allah'a sığınma ifadeleri bu sihirbaz ve hilecilerin şerrinden her daim Allaha sığınmak gerektiğini bizlere öğretmektedir.
Deki:Felak'ın (sabahın) Rabbine sığınırım!...Ve düğümlere üfleyen (büyücü)lerin şerrinden!(Felak Suresi 1...4)
Bununla beraber kahve fincanlarından fal bakmak ve burçlara göre insanların kaderleri hakkında olur olmaz yalanlar uydurmak ve yorum yapmakta kesinlikle dinimizce yasaklanmıştır. Hatta bu karşılıksız sırf merak ve heyecan için yapılsa da böyledir.
Kısmeti ve rızkı genişlesin diye ağaçlara çaput bağlamak, su göletlerine para atmak, ip okutup boynuna asmak ve kabirlere kurban kesmek gibi kısa yoldan menfaat elde etmek yöntemlerinin dinimizde yeri yoktur.Caiz değildir.
Şunu da belirtmek gerektir ki hoca ya da şeyh kisvesine bürünerek sırf para ve menfaat kazanmak amacıyla sihre ve cinlerle uğraşma işine girişen bu insi şeytanların bu tarz islami isimleri kullanması da ayrı bir hile ve zarardır. Hocalık ve şeyhlik bu tarz lekelerden çok öte olan kutsal bir sıfattır.
Ayrıca sihir ilminin öğrenilmesinin tek caiz olduğu husus, sırf Allah rızası için bu hilekar ve muzır insanların ve şeytanların yapmış olduğu efsunu bozmak amacıyla öğrenilmesidir. Bunun dışında asla müsade yoktur.
Ayrıca bakınız.