Kurandaki tevafuk, ilk olarak Kayışzade hafız osman efendinin ve akabinde Hüsrev Efendinin Kuran'ı yazmasıyla inkişaf etmiştir. Peki bu tevafukun bunca zaman sonra görünür hale gelmesinin hikmeti nedir? neden Kuranın nazil olduğu zamanlarda veya o zamana daha yakın bir vakitte bu tevafuklar aşikar olmadı ve gizli kaldı?
Hafızlık yapan biri mazeretliyken Kur'an okuyabilir mi?
"Hem bu talebesizlik zamanında, melâikelerin hürmetine mazhar olan talebe-i ulûm-u diniye sınıfına dahil olup âlem-i berzahta-tâlii varsa, tam muvaffak olmuşsa-Hâfız Ali ve Meyve'de bahsi geçen meşhur talebe gibi; şühedâ hayatına mazhar olmaktır." meyvede bahsi geçen meşhur talebe kimdir? ve talii varsa dan kasıt nedir?
Yedinci hakikatte geçen, "bir türlü muhasebe içinde neticelerini eleyen bir hafiziyet" derken neticelerini elemek ne manaya geliyor? Devamında da "beşerin rububiyet-i ammeye temas eden amelleri, fiilleri" demekle Üstad ne kasdediyor?
"İnsanda cisimden başka nasıl akıl, kalb, ruh, hayâl, hâfıza gibi ma‘nevî vücûdlar da var."
Yukarıdaki gibi birbirleri ile alâkadarlıkları noktasında ruhun birer cihazı ve ruha takılmış latîfeler olduklarını ifade eden konular Risâle-i Nûr’da nerelerde mevcuttur?
Küçük izahlarla beraber cevap verir misiniz?
"Risalei Nur yalnız insanların hafıza ve kalperinde nakş olmuyor, belki hadsiz zi şuur mahlukatın ve ruhanilerin bir mütalaagahları olmakla beraber..." (Tılsımlar) geçen bu cümleyi açar mısınız?
Eskide bir zaman Barla'da, bütün tarîkatların şecere-i külliyesini tanzim ve istinsah etmek için Hâfız Ali ile Hüsrev o vakit o işde bulundular, çalıştılar. Kastamonu Lahikası ( 243 ) Bu şecere nedir?
"Göz ve beyindeki acip vazifeleri gören bir zerre, bir yıldızdan; ve bir cüz, küll mecmuundan; meselâ dimağ ve göz, insanın tamamından; ve cüz'î bir fert, hüsn-ü sanatça ve garabet-i hilkatça umum bir neviden; ve bir insan, acip cihazlarıyla küllî cins hayvandan; ve bir fihriste ve program ve kuvve-i hafıza hükmünde olan bir çekirdek, mükemmel masnuiyeti ve mahzeniyetçe koca ağacından; ve bir küçü...
Acz ve fakr neden makbûl bir şefaatcidir, besmele ile irtibatı nedir?
Meyve Risalesi’nin 6. Meselesinde geçen "Ve bazen ağaç gibi bir kelimede, bir kasideyi.." Cümlesinde anlatılmak istenen nedir? İzah eder misiniz?