Soru

Ağaç Kelimesindeki Kaside

"Ve bazen ağaç gibi bir kelimede, bir kasideyi.." Cümlesinde anlatılmak istenen nedir?

Tarih: 15.10.2020 12:03:47
Okunma: 1406

Cevap

Öncelikle, Meyve Risalesi’nin 6. Meselesinde geçen bu cümleyi anlayabilmek için metne bütüncül bir nazarla bakmak gerekir. Şöyle ki; 

Bir kitap düşünelim ki her satırında ince hatla ayrı bir kitap, her bir kelimesinde ise ince kalemle bir Kur’an suresi yazılmış olsun. Tıpkı Yasin kelimesinin içinde 83 ayetin, 733 kelimenin yazılı olması gibi. Üstelik bu muhteşem kitabın her cümlesinde derin manalar saklı olsun. Ve içindeki bütün meseleler birbirini doğrulasın. Elbette böyle bir kitap bize kâtibinin ve müellifinin ne kadar maharetli, hünerli ve mükemmel sıfatlar sahibi olduğunu şüphesiz gündüz gibi bildirir ve tanıttırır. “Mâşâllâh, bârekallâh!” cümleleriyle takdîr ettirir.

Aynen öyle de bu koca kâinat dahi Allah’ın kudret ve hikmet kalemiyle yazdığı büyük bir kitabıdır ki sayısız âlemler ve devirler bu muhteşem kudret kitabının bir sahifesi hükmündedir.

Mesela yeryüzü sahifesinin tek bir forması hükmünde olan bahar mevsimine dikkatle bakalım.  Milyonlarca hayvan ve bitki çeşitlerinin sayısız fertlerinin her bahar mevsiminde en ufak bir yanlış ve hata olmadan, birbirlerine karıştırılmadan, hiçbir özellikleri unutulmayarak mükemmel, sanatlı ve muntazam bir şekilde yaratıldığını görüyoruz. Bu bahar forması içindeki milyarlar ağaçtan her birisi de adeta kainat kitabının mânidâr bir kelimesi hükmündedir. Öyle manalı bir kelime ki binler cihetlerle, kendisini benzersiz bir şekilde kudret kalemiyle yazan ve yaratan kâtibini ve sanatkârını bildirip tanıttırıyor. O ağaç kelimesi içinde binler satırlık bir kaside var ki kâtibi olan Allah’ı, o kaside ile medh ü sena ediyor.

Adeta o ağaç kelimesi şöyle diyor: Nokta gibi bir çekirdekten, tatsız tuzsuz kupkuru topraktan,  cansız hava ve sudan ve diğer şuursuz ve güçsüz maddelerden canlı, lezzetli, kokulu, rengârenk desenli, ölçülü ve faydalı olarak beni yaratan Allah, sonsuz kudret ve kerem sahibidir. Bana bakıp Allah’ın sanatını, hünerini ve size olan rahmetini görünüz. Ben binler cihetlerle beni yaratan Cenab-ı Hakk’ın güzel isimlerine bir aynayım. Öyleyse bana manay-ı harfiyle yani beni yaratan Allah’ın namına bakınız. Üzerimdeki nakışları, gördüğüm mükemmel vazifeleri, diğer varlıklarla olan irtibat ve uyumumu ve noktam hükmündeki çekirdeğimde tüm fihrist ve programımın yazılı oluşunu tefekkür ediniz. Üzerimde Allah’ın Hâlık, Kadîr, Alîm, Hakîm, Hafîz, Cemîl, Musavvir (suretlendiren), Mülevvin (renklendiren), Kerîm (ikram eden), Mün’im (nimetlendiren) ve Sâni’ (sanatlı yaratan) gibi sayısız isim ve sıfatlarının tecellilerini görüp “Mâşâllâhbârekallâh!” deyiniz. (Bakınız, Asây-ı Musa, 18)

Evet, daha buna benzer nice derin manaları tek bir ağaç, içinde barındırıyor. O ağaç kelimesi, Rabbimizin kader ve kudret kalemiyle yazılmış, âdeta dalları, yaprakları, çiçekleri, meyveleri hatta atomları adedince kelimeleri olan ilâhî bir kasideyi, lisân-ı haliyle dillendirip ilan ediyor.

Bir ağaç kelimesi, binler tarzda kendi yaratanını bildirip tanıttırırsa, koca kâinat kitabı içindeki sayısız sanatlı ve hikmetli varlıklar nihayetsiz bir tarzda Kâtib-i Ezelileri olan Allah u Teâlâ Hazretlerini güneş gibi bildirip göstermezler mi?


Yorum Yap

Yorumlar