Risâle-i Nur Külliyatında 25. Söz'de Âl-i İmran Suresi 26. âyet ve sonrasında gelen İnşikak Suresinin 1-5. âyetlerini Bediüzzaman Hazretleri nasıl tefsir etmiştir? Buradan nasıl dersler çıkarmıştır? Detaylı olarak izah eder misiniz?
Ayrıca şuunat-ı ilâhiye, tecelliyât-ı ilahiye, tasarruf-u rabbaniye, icraat-ı rabbaniye gibi kavramları örneklendirir misiniz? Kumandan-ı azam örneğinde ne anlatılma...
Bediüzzaman hazretleri "İnsanın kainatta tecelli eden Allah'ın bütün esmanın cilvesine mazhardır" diyor. İnsan Hâlık ismine ve Beka sıfatına nasıl mazhar olur ve tezahürü varmıdır? Yoksa inkişaf etmeyen bir çekirdek hükmünde mi vardır.?
Allah'ın Samed isminin tecellisini izah edermisiniz?
Allah'ın duyma, görme gibi sıfatları zamana göremi tecelli ediyor. Yoksa Allah geçmiş ve gelecek bütün sesleri, görüntüleri aynı andamı görüyor?
Allah ilmi muhale tecelli etmesi ne demektir? Bunu nasıl anlamalıyız? Aklımıza gelen olması imkansız şeyleri Allah bilir mi? Bu nasıl bir bilmedir?
Allah'ın kemalini göstermesine örnekler verebilir misiniz? Yani Allah'ın kemali kâinatta nasıl tecelli ediyor?
Bende tecelli eden galip veya baskın esmayı nasıl tespit edebilirim?
Bazı kimseler mübarek geceler hakkındaki hadislerin sağlam olmadığını, Peygamber(asm) ve Ashab(ra)ın bu günlere özel bir şey yapmadığını savunarak, 'Din adına uydurulan her şey bid'adır. Her bid'a sapıklıktır. Her sapıklık da cehenneme götürür' hadisini öne sürerek bir nev'i bu gecelerin bid'a olduğunu söylüyorlar. Ayrıca ben bu hadisten iyi bid'a diye bir şeyin olmadığını anlıyorum?
"Sanki Cenab-ı Hakk'ın ahdi; meşiet, hikmet, inayetin ipleriyle örülmüş nuranî bir şerittir ki, ezelden ebede kadar uzanmıştır. Bu nuranî şerit, kâinatta nizam-ı umumî şeklinde tecelli ederek silsilelerini kâinatın enva'ına dağıtır iken, en acib silsilesini nev'-i beşere uzatmıştır ve ruh-u beşerde pek çok istidad ve kabiliyetlerin tohumlarını ekmiştir. Fakat o istidadların terbiyesini ve neticesi...
"Bununla beraber kâinâtın her bir âleminde, her bir tâifesinde esmâ-yı hüsnâdan bir isminin unvanı tecellî eder." cümlesinde geçen bir ismin ünvanı tecelli etmesi ne demektir. Yani neden isim tecelli eder denmemiş de ismin ünvanı tecelli eder denmiştir?