Duaların kabul olunması için gereken şartları biliyorum. Ama hangi duayı okursam Rabbim inşaallah duamı kabul eder?
"Bu kâinât, o kadar ma‘nîdâr ve muntazamdır ki, mücessem bir kitâb-ı Sübhânî ve cismânî bir Kur’ân-ı Rabbânî ve müzeyyen bir saray-ı Samedânî ve muntazam bir şehr-i Rahmânî suretinde görünüyor." Bu cümleyi açıklayabilir misiniz?
Kainatın ölçüsü nedir? Yani neye göre değerlendirilmeli? Örneğin; bize göre sert olan bir taş bir gergedan için yumuşak olabilir. Ya da, dünyamız bize göre çok büyük, evrene göre çok küçük, Rabbimiz için ise küçük büyük farksız vs. Kainattaki herhangi birşey değerlendirirken ölçü ne olmalı.?
Ben kunut dularını biliyorum. Ancak eksiklerim var. Onların yerine Rabbena veya Allahümmağfirli desem olur mu?
Evet bir kelâm, “Kimden gelmiş? Ve kime gelmiş? Ve ne için denilmiş?” olması cihetiyle, kıymeti ve ulviyeti ve belâgati tezâhür etmesi noktasından, Kur’ân’ın misli olamaz. Ve ona yetişilemez. Çünki Kur’ân, bütün âlemlerin Rabbi ve Hâlik’ının hitâbı ve konuşması; ve hiçbir cihette taklîdi ve tasannuu ihsâs edecek bir emâre bulunmayan bir mükâlemesi; ve bütün insanların nâmına, belki bütün mahlûkātı...
"Kur’ân Arş-ı Âzamdan, İsm-i Âzamdan, her ismin mertebe-i âzamından geldiği için, On İkinci Sözde beyan ve ispat edildiği gibi, Kur’ân; Hem bütün âlemlerin Rabbi itibarıyla Allah’ın kelâmıdır."
Burayı izah eder misiniz?
32. Söz'deki, "İmâm-ı Rabbânî ra. demiş ki: "Letâif-i Cennet, cilve-i esmânın temessülâtıdır." cümlesini açıklar mısınız?
'belki bütün mahlukat peygamberimizin duasına iştirak ederek; evet ya Rabbena istediğini ver biz de onun istediğini istiyoruz' diyorlar.
Mahlukatın Allahı zikir ettiğini biliyoruz. Fakat bekayı istediklerini peygamberimizin duasına iştiraklerini nasıl anlıyoruz. Özellikle nebatat taifesinin?
33. Mektubun başındaki ayetin sonunda "Rabbin yetmez mi ki, şüphesiz O, herşeye hakkıyla şahiddir" kısmını izah eder misiniz?
Meleklerin bir vazifesi olduğunu biliyoruz. Bu vazifeyi nasıl anlamak lazım. Onlar Rabbimizin işlerine yardım vazifesi mi görüyorlar.