"Şeriatın bir hakikatine bin ruhum olsa feda etmeye hazırım. Zira şeriat, sebeb-i saadet ve adalet-i mahz ve fazilettir. Fakat ihtilâlcilerin isteyişi gibi değil." Bediüzzaman Hazretlerinin bu cümlede "ihtilalciler" dediği kişiler kimlerdir?
Mebadi i zaruriye ne demektir? 29. Söz Melaike bahsinde geçen “Hem hiç mümkün müdür ki, şu i‘tikād-ı umûmînin menşei, mebâdî-i zarûriye ve bedîhî emirler olmasın?” Kısmını izah edebilir misiniz?
Medresetü'z-Zehra erkanları kimlerdir?
Sultan Reşad 19 bin altın vermiş medrese için. Medrese yapılmasına Dünya harbi engeliyle fırsat olmamış. Bu 19 bin altın ne oldu bilginiz var mı?
İmam-ı Rabbani'nin (r.a) Mektubat adlı kitabında Üstad'a işaret ettiği mektubu bize gösterebilir misiniz?
20. Mektub'un 2. Makamında Bediüzzaman Hazretleri لاَ اِلٰهَ اِلاَّ اللَّهُ diye devam eden cümle-i tevhidiyeyi izah ediyor. Ve başında "muhtasar bir işarettir" diyor. Birinci makam olan 10. Hüccet-i İmaniye daha kısa olduğu halde neden böyle bir ibare kullanıyor? Bu iki makamın birbirinden farkları nelerdir? Kısaca bilgi verir misiniz?
Barla Lahikasında yer alan 45 numaralı, Küçük Zühdü abiye ait mektupta bahsedilen bir risale için hem İcaz-ı Kuran tabiri kullanılmakta hem de 33 penceresi olduğundan bahsetmektedir. Burada kastedilen 33. Mektup mu yoksa 25. Söz müdür?
Melekler potansiyel olarak aynı yaratılıp mı biri diğerinin önüne geçti. Yoksa makamları sabit midir? Tedenni cihetinden değil terakki cihetinden soruyorum. Terakki ettirmek Allah'ın şanından değil midir?
Ahir zamanda gerçekleşeceği söylenen Melhame-i Kübra savaşı ile ilgili hadislerde bir bilgi var mı? Risale-i Nur'da bu konu hakkında bahsedilmiş midir?
“Meselâ, hikmet-i İlâhiyenin tensîbiyle İmâm-ı Şâfiî’ye ittibâ‘ eden, ekseriyet i‘tibâriyle Hanefîlere nisbeten köylülüğe ve bedeviliğe daha yakın olup, cemâati bir tek vücûd hükmüne getiren hayat-ı ictimâiye de nâkıs olduğundan, her biri bizzât dergâh-ı Kādıyyü’l-Hâcât’ta kendi derdini söylemek ve hususî matlûbunu istemek için, imam arkasında Fâtiha’yı birer birer okuyorlar. Hem ayn-ı hak ve mahz-ı hikmettir. İmâm-ı A‘zam’a ittibâ‘ edenler, ekseriyet-i mutlaka i‘tibâriyle İslâmî hükûmetlerin ekserîsi o mezhebi iltizâm etmesiyle medeniyete, şehrîliğe daha yakın ve hayat-ı ictimâiyeye müsteid olduğundan, bir cemâat bir şahıs hükmüne girip, bir tek adam umum nâmına söyler. Umum, kalben onu tasdîk ve rabt-ı kalbedip, onun sözü umumun sözü hükmüne geçtiğinden, Hanefî Mezhebi’ne göre imam arkasında Fâtiha okunmaz. Okunmaması ayn-ı hak ve mahz-ı hikmettir.” Soru
27. Söz İctihad Risalesi'nde geçen bu kısmı izah eder misiniz?