Bir haberi söyledikten sonra karşıdaki kişi Vallaha mı? Diye sorarsa bizde hı dersek yemin sayılır mı?
Ben biraz takıntılı bir insanım. Bu yüzden risale okuyordum. Okurken vesveselerimi depreştiren bir yere denk geldim. Bunu sizinle paylaşıp doğrusunu öğrenmek ve rahatlamak istiyorum. 25. Lema 20. devanın sonunda diyor ki : "Bu vehmî hastalık çok devam etse, hakikate inkılâp eder. Vehham ve asabî insanlarda fena bir hastalıktır; habbeyi kubbe yapar, kuvve-i mâneviyesi kırılır. Hususan merhametsiz y...
Vesvese ile evham arasında ıstılahi bir fark var mıdır?
Yabancı kadınlarla konuşmanın dinen bir sakıncası var mıdır? Neden? Ölçüsü nedir?
14 yaşlarındaki bir tanıdığım, belki liseye geçiş sınavının etkisiyle belki de ergenliğin etkisiyle yaşadığı sıkıntılardan ve stresten dolayı ciddi imanî sorgulamalar içerisinde. "Ben insan olmayı tercih etmedim, yokluğu veya ölümü isterim. Artık hiçbir şey umrumda değil." gibi cümleler kuruyor. Hayattan bezmiş bir durumda henüz bu yaştayken. Ona çok şeyler anlatmaya çalıştım. Her konuşmanın sonun...
Kıyamete yakın, ahir zamanda bir sed arkasına hapis edilmiş olan Yecüc ve Mecüc kavimlerini Bediüzzaman Çin Seddi arkasına hapis edilmiş Moğol, Mançur ve Kırgız kavimleri olduğunu söylemiş. Lakin bu günümüz için olamaz bir durumdur. Çünkü bu asyalı kavimler günümüzde istediği gibi seddi geçebilir ve gücü olmayan kavimlerdir. Ayrıca Bediüzzamanın söylediği şeyler Hadislere ters düşmektedir.
Yedinci sua risalesinde bu risalenin fehmini isgal eden 1. sebeple 2. sebep celismiyor mu?
Yedinci Şua'da fehmi isgal eden birinci sebeb ile beşinci sebeb birbiriyle çelişmiyor mu?
Ayet-i Kerimelerde haşre örnek olarak yeryüzünün ölümünden sonra diriltilmesi ifadeleri var. Peki ağaçlar olsun, diğer yaprakları dökülüp beklemeye geçen bitkiler olsun bunlar bildiğimiz manada ölmüyorlar. Sadece yaprakları ve meyvaları dökülüyor ve bahar geldiğinde dökülen yaprakların meyvaların yerlerinden tekrardan yenileri yetişiyor. Bunlarda ayetlerde bahsedilen “yeryüzünün ölümü” ifadesine d...
7. Şua'nın 2. makamında geçen '' İki kutbun dâiresindeki hesab rakamlarına sıkışmayan bir nihâyetsiz uzaklık içinde, aynı zamanda, aynı kuvvet, aynı tarz, aynı sikke-i fıtrat ve aynı sûrette, beraber noksânsız tasarruf eden; ve o pek büyük mütecâviz kuvvetleri taşıyanları, tecâvüz ettirmeden kanununa itâat ettiren; '' kısmını açıklar mısınız?