Bediüüzzaman hazretlerini, yazı mektubunda, "Bid'aların ve dalâletlerin istilası zamanında sünnet-i seniyyeye ve hakikat-ı Kur'âniyyeye temessük edip hizmet eden, yüz şehidin sevabını kazanır." diyor ve hadisi örnek veriyor. Yazı ile sünneti seniyye arasında nasıl bir bağ kurabiliriz?
Cenab-ı Hakk'ın Kalem suresini indirdiği için "kaleme hürmet göstermek ve onu yer düşürmemek, yüksekte tutmak gerekir" diyen hocalar var. Bunun açıklamasını yapabilir misiniz?
Kiramen Katibin melekleri amellerimizi kaydediyorlar. Sadece zahiri amellerimizi mi; yoksa kalbimizden geçirdiğimiz hatıratı da kayıt ediyorlar mı? Bazı kişiler, kalpden geçirilen hatıratı bilemez diyorlar. Dolayısıyla bunları kayıt edemez diyorlar. Ama kalpten geçirilen bir iyiliği yapmasan bile 1 sevap var diye biliyorum. Kalbi hatıratımızı da kayıt altına alıyorlar mı?
Kur'an harfleriyle yazmanın esrar-ı şeriate ve sünnet-i seniyye'ye hizmet ettiğini ve "Fesad-ı ümmet zamanında kim benim sünnetime temessük ederse 100 şehid sevabını kazanabilir." hadisini de nazara aldığımızda yazı hizmetinin sünnet olması ne bakımdan gerçekleşmiş oluyor?
Risale-i Nurları Kur'an harfleriyle okumanın veya yazmanın sevap kazandırdığını biliyorum. Kur'an-ı Kerimi okurken de ibadet sevabı kazanıyoruz. Arapların yazı dili Kur'an harfleri olduğundan onlar yazarken sevap kazanırlar mı?
Kur'an harflerinin mahiyet ve kıymetini açıklar mısınız?
Kur'ân tek olduğu halde neden piyasadaki mealler birbirinden farklı?
Kur'an-ı Kerim neden Arapça olarak okunmalıdır? Namaz ve namazın tesbihatı gibi ibadetler neden Arapça yapılmalıdır? Anlamadan okumak yerine meali okumak mı daha faziletlidir? Arapçanın ne gibi hususiyetleri Cenab-ı Hakkın bu dili murad etmesine vesile olmuş olabilir? Mümkünse teferruatlı makale olarak cevap verir misiniz?
Maksadımız Kur'an (islam) harflerini muhafaza ise neden Kur'an-ı Kerim yazmıyoruz?
Tevafuklu Kur'an'da, Allah kelimelerinin alt alta gelerek tevafuk etmesi Kur'anın bir mucizesi midir? Hattatın kendi hüneri olamaz mı?