Mesnevi-i Nuriye'de (s. 153) geçen şu cümleyi izah eder misiniz? Korku, muhabbet ve akıl kavramlarını bu konuyla lakalı olarak izah eder misinz?
İnsanların irade oluşturma ve karar verme merkezleri olan kalpleri bir sayfa gibidir. Bu sayfaya düşen irade ve karar, insanların kendilerinden zannedilir. Hâlbuki bu işte insanlar sadece birer uçturlar. O ucu tutan bir kalem, kalemi tutan bir el ve elin ait olduğu bir zat vardır. Bu zat ise, eşya gibi kalplerde de tasarruf sahibi olan Allah’tır. Allah’ın istediği şeyler insanların kalplerine irad...
10. Hüccet-i imaniyenin mukaddemesinde geçen: "Ey insan kat‘iyen bil ki: Hilkatin en yüksek gayesi ve fıtratın en yüce neticesi, îmân-ı billâhtır. Ve insaniyetin en âlî mertebesi ve beşeriyetin en büyük makā-mı, îmân-ı billâh içindeki ma‘rifetullâhtır. Cin ve insin en parlak saadeti ve en tatlı ni‘meti, o ma‘rifetullâh içindeki muhabbetullâhtır. Ve rûh-u beşer için en hâlis sürûr ve kalb-i insan i...
23. Söz'de geçen, "İman insanı insan eder, belki insanı sultan eder. Küfür ise insanı gayet aciz bir canavar hayvan eder" sözünü izah edebilir misiniz?
İmanın altı şartını kısaca izah eder misiniz?
İman insana nasıl mana katar?
İman ve İslamiyet hakkında bilgi verir misiniz? Farkları nelerdir?
Doğru yerler doğru şekilde kazanılır. Biz imtihanı haksız acılarla yani çektiğimiz acılara sabrederek kazanmışsak, o imtihan ya da o imtihanı yapan bizim gönlümüzü nasıl kazanacak? Cennete çektigimiz acılardan dolayı kabul ediliyorsak, o cennet bizi hak edecek mi? Haksız acının doğru mükafatı olmaz, haksızlığı olur! Biz cenneti kazanmak için kendimizi haksızlığa kurban mı ediyoruz da bize uğradığ...
Allah ve ahirete inanmayan birisi var, Kur’anı Kerim’in, Allah tarafından Hz. Muhammed’e (sav) indirildiğini de inkâr ediyor. Ayrıca, yaratıcı varsa, onun niye yaratanı yok? Gibi sorular soruyor. Böyle bir kimseye nasıl anlatmak gerekir?
33. Mektup'ta 23. Pencerede şöyle bir ifade geçiyor: “O hakikatteki (hayattaki) sıfatlardan bir kısmı, duygular vâsıtasıyla inbisat ederek (genişleyerek), inkişaf edip (gelişip) ayrılırlar. Kısm-ı ekseri (çoğu) ise, hissiyât sûretinde kendilerini ihsâs ederler (hissettirirler) ve hayattan kaynama sûretinde kendilerini bildirirler.” Bu cümlede bahsi geçen duygular ile hissiyat (hisler) arasındaki f...