"Belki Şems-i Tebrizî gibi bir kısım âşıkların nazarında bütün kâinatta bulunan umum incizablar, cezbeler, cazibeler, cazibedar hakikatlar; ezelî ve ebedî bir hakikat-i cazibedara işaretlerdir." Şems-i Tebrizî ismi külliyatta tek bu yerde geçiyor bu ifade ile. Tebrizi meşhur bir zat. Lâkin buradaki ifadeyi tam anlayamadım. Yani Tebrizi, kâinatta bulunan umum incizablar, cezbeler, cazibeler, cazibe...
17. Lem’a’da geçen “Her dakikada o hânen ve bahçen ve şehrin ölmesi mümkün ve harâb olması muhtemel olduğundan, her dakika senin başına yıkılacak ve senin kıyâmetin kopacak bir vaz‘iyettedir. Madem öyledir; sen, bu hayatına ve dünyana, çekemedikleri ve kaldıramadıkları yükleri yükletme!” ifadesindeki çekilemeyen kaldırılamayan yükler nelerdir, örnek verip açıklayabilir misiniz?
33. Mektub'un 1. Pencere'sinde geçen bu kısmı devamıyla birlikte izah eder misiniz? Zahiri ve batını hâsselerle ifade edilmek istenen nedir?
'Levlake levlake lema halaktül eflak' Sen olmasaydın habibim felekleri yaratmazdım. Hadis-i Şerifine şii kaynaklı deyip inkar edenler var. Risalei Nur da geçen bu hakikati nasıl izah edebiliriz?
"Sen olmasaydın ey Habibim! Alemleri yaratmazdım" ifadesini açıklar mısınız?
"Levléke levléke lemé halaktüleflék" cümlesinin sahih hadis olmadığını söyleyenler var. Bu konu hakkında bilgi verirmisiniz?
"Evet nasıl ki mevsimlerin değişmesiyle elbiseler değişir, mizaçlara göre ilâçlar tebeddül eder. Öyle de, asırlara göre şeriatlar değişir, milletlerin istidadına göre ahkâm tahavvül eder. Çünki ahkâm-ı şer'iyenin teferruat kısmı, ahval-i beşeriyeye bakar. Ona göre gelir, ilâç olur." İctihat Risalesi'nde geçen bu kısmı açıklayabilir misiniz? Milletlerin istidadına göre ahkâm nasıl tahavvül ediyor? ...
''Şeriatte şu senindir bu benim, tarikatte hem senindir hem benim, hakikatte ne senindir ne benim'' bu ifadeyi biraz açar mısınız. Risale-i Nur'un bu söz ile ilişkisi ne olabilir?
Şeriatı reddeden kişi kafir midir?