Şeriat kelimesi sözlükte; insanların ırmak ve benzeri su membalarından su almaya vardıkları yer, insanı bir ırmağa, bir su kaynağına götüren yol, doğru, açık ve geniş yol anlamında kullanılmaktadır.
Terim anlamı olarak şerîat kelimesi, insanların Allah'ın (cc) emirlerini ve yasaklarını alarak O'nun rahmetine ve yakınlığına erdikleri kaynak anlamında kullanılmaktadır. İnsanların hem kandıkları hem de temizlendikleri yerdir.
Şerîat, Yüce Allah'ın (cc) kulları için koyduğu ve tayin ettiği dinî ve dünyevi hükümlerin hepsine denir. Bir başka tarif ile şeriat, bir peygamber tarafından tebliğ edilen ilahi kanuna denir. 1 Bediüzzaman Hazretleri ilahî şeriatı şu iki kısımda tanımlamıştır:
Birincisi: Âlem-i asgar olan insanın ef'âl ve ahvâlini tanzim eden ve sıfat-ı kelâmdan gelen bildiğimiz şeriattır.2
Bu cümlede anlatılan şeriat, kelam sıfatından gelen ve insanların fiillerini düzenleyen Şeriat-ı Garra'dır. Şeriatın haramlar ve helaller noktasında yol gösterici olmasıdır. Kur'an, Tevrat ve İncil'deki hükümler bu çeşit şeriata örnektir.
İkincisi, insan-ı ekber olan âlemin harekat ve sekenatını tanzim eden, sıfat-ı iradeden gelen şeriat-ı kübra-yı fıtriyedir ki, bazan yanlış olarak tabiat tesmiye edilir. 3
Şeiatın ikinci kısmı ise, Cenab-ı Hakk'ın irade sıfatından gelen âlemdeki kanunların toplamı olan şeriat-ı Kübra-yı Fıtriyedir. Bu kanunlar kâinattaki müthiş düzenin işlemesinde aracılık yaparlar. Bu kanunlar kudretin özelliği olan tesir ve icad etmeye sahip değillerdir. Bu kanunlara yanlış olarak tabiat namı da verilmiştir. Halbuki tabiat, adetullah kanunlarının birleştiği ve göründüğü ilahi bir kitap ve sanattan başka bir şey değildir.
Muhlis Körpe,Risale-i Nur ıstılahları,Isparta,s231-232
Bediüzzaman, Mektubat,Hayrat Nesriyat ,Isparta 2015,s506
Bediüzzaman, Mektubat,Hayrat Nesriyat ,Isparta 2015,s506

