"Delilin en parlak ve en geniş dairesini göstermekdir. Yoksa, bir kısım ehl-i tefsirin dedikleri gibi hafî delili bırakıp zâhir delile çıkmak değildir." ifadesinde ne anlatılmak istenmektedir? Tefsirciler bu kısmı nasıl açıklamışlar?
Hafız Ali Abinin Üstad'ın yerine vefatı ile ilgili sorulan başka bir sorunun izahında şöyle bahsetmişsiniz; “Hafız Ali Abi ömrünü feda etmese idi, Bediüzzaman Hazretleri’nin 1944 yılında Denizli Hapsinde vefat edeceği Allah’ın ilminde mevcut idi. Bunun yanında Allahu Teala Hafız Ali abi’nin ömrünü feda edeceğini ve bu sebeble Bediüzzaman’ın 1960’a kadar yaşayacağını da biliyordu. Binâenaleyh burad...
Hafızlık nasıl kolay yapılır?
"...Hatta en latîf ve güzel bir hakîkat-i îmâniyeyi muhtaç bir mü’mine bildirmek ki; en ma‘sûmâne, zararsız bir menfaattir. Mümkünse, nefsinize bir hodgâmlık gelmemek için, istemeyen bir arkadaşla yaptırması hoşunuza gitsin..." cümlesinde "istemeyen bir arkadaşla yaptırması" derken kimi kastediyor. 1- kişinin kendisin istemediği bir arkadaş 2- konuyu anlatmak istemeyen başka bir arkadaş
Birincisi: Bundan on beş sene evvel, Rusya’nın şimâlinde esîr olduğum zaman, doksan esîr zâbitlerimizle beraber büyük bir fabrika koğuşunda bulunuyorduk. Sıkıntıdan ve ruh darlığından çok münâkaşalar, gürültüler oluyordu. Umumunun bana karşı ziyâde hürmetleri olduğundan teskîn ediyordum. Sonra, sükûneti muhâfaza için dört beş zâbiti tâ‘yîn ettim. Ve dedim: “Hangi köşede bir gürültü işittiniz, heme...
Bediüzzaman Hazretleri, "Mesleğimiz haliliyye olduğu için meşrebimiz hullettir." diyor. Hullet ve haliliyye ne demektir? Buna işaret eden ayet veya hadis var mı?
İhlası tammı yakalamak için mümin kardeşlerin faziletleriyle iftihar etmek varken, hased, hırs, ve rekabete düşmekten kurtuluşun çaresi nedir?
Risale-i Nur talebelerinin sınıfları hakkında Bediüzzaman Hz. nin söylediği, haslar ve hasların hasları tabirlerindeki muhatablar kimlerdir?
Risale-i Nurun mühim bir vazifesi olan Hatt-ı Kuranı muhafaza sadece yazarak mı olur? Ya da yazmadan muhafaza edilmez mi? Yazmayınca bu vazifeyi yerine getirmemiş mi oluruz?
13. Lem’a’nın 4. İşaretinde geçen, “hayır ve mehasin ve kemalât, vücuda istinad eder ve ona raci' olur. Sureten menfî ve ademî de olsa, esası sübûtîdir ve vücûdîdir.” cümlesini izah eder misiniz?