Hayırlı, iyi, güzel şeyler hep varlık sahasında ortaya çıkar. Bunları gözümüzle görürüz. Meselâ ağaçların meyve vermesi gibi, ya da dinini öğrenip yaşamaya başlayan birinin ahlakında gözle görülür bir güzelleşme olması gibi.
Bazen hayırlı bir şey, yıkmak, bozmak, yok etmek ve şer gibi görünebilir. Böyle de görünse, dikkat edilince onun bozmak değil yapmak olduğu, şer değil hayır olduğu görülür.
Meselâ, kangren olmuş bir parmağı kesip atmak, ilk bakışta vücutta bir bozulma, eksilme ve yok olma gibi görünür. Gerçekte ise, onu kesip atmakla bütün vücut ve hayat varlıkta kalmış olur. Yani parmağı kesmek esasen yokluğa değil, varlığa hizmet eder.
Meselâ, yurdu istila eden düşmanlarla savaşıp onları öldürmek, bir yıkmak gibi görünürken; aslında bütün bir milletin, hayat, namus, şeref ve mülkiyet gibi çok hayatî haklarının kaybolmasını engelleyerek, şerre değil hayra, yokluğa değil varlığa hizmet etmiş olur.