Risale-i Nur'da Birinci Söz'de geçen; "Ta bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hadisatın karşısında titremeden kurtulasın." Cümlesindeki kâinatın dilenciliği ve titreme ifadesinden ne anlamamız gerekir?
"Evet, nasıl ki hüsün elbette bir âşık ister. Taam ise aç olana verilir."
29.sözde geçen bu ifadeyi konuyla bağlayamadık halbuki üstad kainattaki bu tezyinatın, mehasinin ve kemalatın enzarı için meleklerin insanların ve cinlerin gerekliliğinden bahsederken yukarıdaki cümlede sanki bizim enzarımız için de kainatın varlığı gerekli görülmüş gibi bir mana çıkıyor.
Tabiat Risalesinde geçen; varlıkları tabiatın yaratması, sebeplerin yapması ve kendi kendine olması fikirleri bazı noktalarda aynı gibi görünüyor. Aralarındaki farklar nelerdir?
Tabiat risalesinde geçen birinci yolun üçüncü muhalini detaylı bir şekilde tahlil edebilir misiniz?
Tabiat Risalesini mütalaa ederken aklımıza bazı sorular takıldı. Bunlar
1- "Ehl-i imanın kuvvetli efkarı içinde" derken buradaki kuvvetli efkar lafzından ne anlamamız gerekiyor?
2- Üstad Hazretleri Tabiat Risalesini neden ilk olarak arapça neşrediyor?
3- Üstad Hazretleri Tabiat Risalesinin sebeb-i telifini anlatırken "Gayet mütecavizane ve gayet çirkin bir tarz ile" ifadesini kullanıyor. Bunlar...
Bazı inkarcılar yaratmayı Allah'a değil de tabiata veriyorlar. Nasıl cevap verilebilir?
Tabiat risalesinde, "onlar (tabiatçiler) mesleklerinin iç yüzünü görmemişler" derken neyi kasdediyor?
Namazlarda tadil-i erkanın hükmü nedir?
Namazı tadil-i erkan ile kılmak ne demektir? Namaz surelerini eksiksiz okumak da buna giriyor mu? Eğer okuma hataları namazı bozuyorsa, bu güne kadar kılınan namazları kaza etmek mi gerekir?