İhlas nasıl "en makbul bir şefaatçi" oluyor? Ayrıca ihlas risalesinin başında üstadın yaptığı tanımdaki dokuz kelimeyi (1. en mühim bir esas, 2. en büyük bir kuvvet, 3. en makbul bir şefaatçi, 4. ...) örneklerle izah edebilir misiniz?
Âyetü'l-Kübra risalesini okunurken, art niyetli olduğunu düşünmediğim bir arkadaşım “Bediüzzaman, Celcelutiye'de geçen Âyetü'l-Kübra ve Asa-yı Musa gibi isimleri, önceden okuyup da sonradan kitapların ismini koyup basmış olamaz mı?” mealinde bir soru sordu. Bu arkadaşımıza nasıl cevap verebiliriz? Bu konuyu izah eder misiniz?