İnançlı biriyim, ama Allah'ın neden masum bir çocuğun başının taşla ezilmesine veya tecavüz edilmesine müsaade ediyor? Lütfen yardımcı olun.
Allah'ın ibda ve inşa suretinde yaratmasını izah eder misiniz? Bu konuda hangi örnekleri verebiliriz?
Allah rızası nedir? Neden bu kadar ehemmiyet veriliyor? Bir şeyi nasıl sırf Allah rızası için yapabiliriz?
Evlâd, anne ve babasının günahının bedelini öder mi? Çevremde çok söyleniyor; birinin çocuğu olmazsa anne babanın adına çok tövbe et, sadaka ver hatta kurban kestir diyorlar. Ya da başkasının evladı asiyse onlara aynı tavsiyelerde bulunuyorlar, duası kabul olmuyorsa yani ne sıkıntı varsa bunlara bağlayıp yapanın sıkıntıdan kurtulduğunu söylüyorlar, hatta dedesinin kaç kuşak ötesinin günahı o evlad...
Anne ve babamızın kınamaları ve kendimizin yaptığımiz kınamalardan dolayı hem dünyada hem ahirette aynı şeyi yaşamamak için ne yapmalıyız?
Bediüzzaman Hazretleri, insanların imanını tehlikede görüp, her an kalbinde bunun sıkıntısını çekmiş. Bu durum Üstadın şahsına ihsan edilen Allah'ın bir lütfu mudur? Bizde neden olmuyor? Biz neden kalbimizde bu durumu her an hissedemiyoruz?
Şu kâinat Hâlık-ı Zülcelalinin hem cemalî, hem celalî iki kısım esması bulunduğundan ve o cemalî ve celalî isimler, hükümlerini ayrı ayrı cilvelerle göstermek iktiza ettiklerinden, Hâlık-ı Zülcelal kâinatta ezdadı birbirine mezcedip ve birbirine mukabil getirip ve birbirine mütecaviz ve mütedafi' bir vaziyet verip, hikmetli ve menfaattar bir nevi mübarezesuretine getirmiş, ve ondan zıdları birbiri...
Cennette günah işlemek var mı? Adem babamız ile Havva annemiz orada nasıl günah işlemişler?
Cennette her insanın evli olacağı söyleniyor. Peki isteyen bekâr kalamaz mı? Biz cennette Allah'tan böyle bir şey isteyebilir miyiz?
4.Lemada geçen; "Evet, Âl-i Beyt’in efrâdı ise, i‘tikād ve îmân hususunda sâirlerden çok ileri olmasa da, yine teslîm ve iltizâm ve tarafgîrlikte çok ileridedirler. Çünkü İslâmiyet’e fıtraten ve neslen ve cibilliyeten tarafdârdırlar. Cibillî tarafdârlık zayıf da olsa, şânsız da olsa, hatta haksız da olsa, bırakılmaz." cümlesinde geçen Cibillî tarafdârlık zayıf da olsa, şânsız da olsa, hatta haksız...