13. Söz'de geçen felsefe, hangi felsefedir? Müspet felsefe midir? 13. Söz'de Kur'ân ve felsefe hangi cihetle kıyaslanmaktadır? Kısaca izah eder misiniz?
Kur'ân-ı Kerim'de dövme yaptırmanın yasak oluşu ile alakalı âyet var mıdır? Dövme yaptırmanın dinimizce hükmü nedir?
Cenab-ı Hakk neden incire ve zeytine yemin etmiştir? Başka varlıklar üzerine de yeminler var Kur'ân'da. Bunun hikmetini izah eder misiniz?
Allah(c.c.), asra, zamana, fecre, vb. gibi vakitlere yemin etmektedir. Bundaki hikmet nedir? Zamanın önemi ile ilgili midir?
Kur’an’ın inkârcıları susturmak için onlara Kur’an’ın benzeri bir söz söylemeye davet ederek meydan okuduğunu işittik. Bunun nasıl bir meydan okuma olduğunu açıklar mısınız?
"Böylece sana da emrimizden bir ruh ( olan Kur'an ) vahyettik!" derken bu âyette Kur'ân'a neden ruh denilmiş? Bir de bu âyetin devamımda "sen kitap nedir iman nedir bilmezdin" diyor. Bundan murad nedir? Ayrıca Peygamberimizin (sav) peygamberlik verilmeden önce kendisi ve anne babasının dini durumları nasıldı?
1. İşaret ilk parağrafta 'hizbüşşeytanın çok defa galebe etmesi...'elcevap kısmında ise, 'pek kuvvetli ehl-i hakka bazen galebe eder' ifadeleri var. Hem çok defa galebe eder diyor; hem bazen galip olur diyor, tezat yok mu nasıl anlamalıyız?
İnançsız birisi böyle bir iddiada bulunuyor. Mesela oksijen ve hidrojen 20 derecede hep aynı şekilde, aynı açı ve uzaklıkta bağ kurması zorunludur. Başka bir ihtimal olmadığından farklı bir şekilde bağ kurması mümkün değildir. Bu zorunluluk ise maddenin kendi fıtri özelliğinden kaynaklanmaktadır. Madde bu yüzden düzenli hareket ediyor. Bu özelliğin neden kaynaklandığı henüz bilinmese de bilim iler...
Bazı sitelerde maddenin hayal olduğunu zihnimizin dışında madde olmadığı anlatılıyor, herşey beynimizde deniliyor. Böyle midir?
"Şu kâinatın sahib ve mutasarrıfı elbette bilerek yapıyor ve hikmetle tasarruf ediyor ve her tarafı görerek tedvir ediyor ve her şey'i bilerek, görerek terbiye ediyor ve herşeyde görünen hikmetleri, gayeleri, faideleri irade ederek tedvir ediyor. Madem yapan bilir; elbette bilen konuşur. Madem konuşacak, elbette zîşuur ve zîfikir ve konuşmasını bilenlerle konuşacak. Madem zîfikirle konuşacak, elbe...