"Küre-i arz, âlem-i şehâdette bir çekirdektir; âlem-i misâlî ve berzahîde ise, bir büyük ağaç gibi, semâvâta omuz omuza olacak bir azamettedir." cümlesini açıklar mısınız?
Bu keşif ve kerametlerin ekserisi de, seyr ü sülûk zamanında, tarîkat berzahından geçtikleri vakit, âdi beşeriyetten bir derece tecerrüd ettiklerinden, hilaf-ı âdet hâlâta mazhar olurlar. (Mektubat 1-15.Mektub.Shf39) Buradaki tarikat berzahından geçmek ne demektir.
Üstad neden sineğin yaratılmasıyla kainatın yaratılmasını bir tutuyor? Lemalarda geçen ayette, "taptıklarınızın hepsi toplansa bir sineği dahi yaratamazlar" buyuruluyor. Bundan ne anlamalıyız.
Tabiat Risalesi'nde geçen şu suali nasıl anlamalıyız? "Bazı esbab,cüziyyatın bazı ubudiyetlerine merci olsa o mabud-u mutlak olan zat-ı vacibül vücuda müteveccih zerrattan seyyarata kadar mahlukatın ubudiyetlerine ne noksan gelir?''
Her vakit ihtiyat iyidir. Zaten Hazret-i İmam-ı Ali de Radıyallahü Anh kerametkârane bize ihtiyatı tavsiye ediyor. Şimdi, Şark tarafında yeni bir hâdise: Bir şeyh tarafından, kendi müridleri ve halifeleri vasıtasıyla din lehinde, eskiden beri meşhur olmuş Şeyh Ahmed namında türbedâr-ı Nebevî tarafından vasiyetname-i Peygamberî (a.s.m.) namında bir eser, o havalide gezmiş, intişar etmiş. Oralarda ç...
15. sözde geçen, "elbette firavunlaşmış şeytanlar hadsiz şeraretiyle semaya ve ehline taş atacaklar." cümlesini izah edermisiniz?
Ayrıca 5. basamakta geçen "ervahı tayyibe ve ervahı habise"nin içerisine insanların ruhları da girermi?
Üstat Hazretleri 7.Şuanın hapse girmeye sebep olduğunu ve aynı zamanada necata da sebeb olduğunu söylüyor. Bu hapis Denizli hapsi mi? Eğer cevap evetse bildiğim kadarıyla Ayet-el Kübra 1938 de Kastamonu'da telif edilmiş. Fakat Denizli hapsi 1943 lerde. Nasıl olur da 38 de telif edilsin de 43 te hapse sebep olsun? Yaklaşık 5 senelik bu farkı nasıl anlamalıyız?
‘’Rica ederim, üçünüzün hakkında birbirinden ziyade gücenmeye ehemmiyet verdiğimden gücenmeyiniz. Çünkü, Hüsrev’le Feyzi’de benim gibi insanlardan tevahhuş ve sıkılmak var. Hem birbirine bir derece meşrepçe ayrıdırlar. Ve Sabri ise, akraba ve tarz-ı maişet cihetinde hayat-ı içtimaiye ile bir kaç vecihte alâkadar ve ihtiyata mecburdur’’ abiler arsındaki problem nedir ki üstad sık sık uyarı ihtiyacı...
"Hem tevhîdin sırrıyla, şecere-i hilkatin meyveleri olan zîhayatta bir şahsiyet-i İlâhiye ve bir ehadiyet-i Rabbâniye ve sıfât-ı seb‘aca ma‘nevî bir sîmâ-yı Rahmânî ve bir temerküz-ü esmâ ve اِيَّاكَ نَعْبُدُ وَاِيَّاكَ نَسْتَع۪ينُ deki hitâba muhâtab olan zâtın bir cilve-i taayyünü ve teşahhusu tezâhür eder. Yoksa o şahsiyetin ve o ehadiyetin ve o sîmânın ve o taayyünün cilvesi inbisât ederek kâi...
Şükürdeki ruh halimiz nasıl olmalıdır? Yani rabbimiz bize bir nimet nasib ettigi zaman, o nimeti nasip ettigi için mi şükretmeliyiz; yoksa şükürdeki tek gayemiz ilahi rıza mıdır? Birde takıntılarımdan nasıl kurtulabilirim? Mesela size bir soru soruyorum. Soruya güzel bir cevap veriyorsunuz. Halen daha beynimde atamadığım 'acabalar' oluyor?