17. Lem’a’da geçen “Her dakikada o hânen ve bahçen ve şehrin ölmesi mümkün ve harâb olması muhtemel olduğundan, her dakika senin başına yıkılacak ve senin kıyâmetin kopacak bir vaz‘iyettedir. Madem öyledir; sen, bu hayatına ve dünyana, çekemedikleri ve kaldıramadıkları yükleri yükletme!” ifadesindeki çekilemeyen kaldırılamayan yükler nelerdir, örnek verip açıklayabilir misiniz?
33. Mektub'un 1. Pencere'sinde geçen bu kısmı devamıyla birlikte izah eder misiniz? Zahiri ve batını hâsselerle ifade edilmek istenen nedir?
Bir arkadaşım, Allahu Teala'nın Peygamberimiz (sav) için, "Sen olmasaydın bu kainatı yaratmazdım" dediği bir ayet veya hadis yoktur diyor. Buhari ve Ebu Davud gibi büyük hadis alimlerinde geçmiyor diyor. Hadis ve ayette olmayan bir şeye inanmak şirktir diyor. Buna nasıl cevap verilebilir?
"Evet nasıl ki mevsimlerin değişmesiyle elbiseler değişir, mizaçlara göre ilâçlar tebeddül eder. Öyle de, asırlara göre şeriatlar değişir, milletlerin istidadına göre ahkâm tahavvül eder. Çünki ahkâm-ı şer'iyenin teferruat kısmı, ahval-i beşeriyeye bakar. Ona göre gelir, ilâç olur." İctihat Risalesi'nde geçen bu kısmı açıklayabilir misiniz? Milletlerin istidadına göre ahkâm nasıl tahavvül ediyor? ...
Şeriat nedir? Şeriat kelimesinden bazı kimselerin çok korkmasının sebebi ne olabilir?
"Hayır ve şer Allah'tandır." Buradaki şerden kasıt kişinin kendi isteğiyle isteyip de Allah'ın yarattığı şerler midir? Allah yarattığı şerler netice itibariyle şer değil hayırdır diyebilir miyiz?
Allah’ın bize ikram ettiği lezzetli yiyeceklere ve güzel meyvelere olan sevgimizin Allah namına olduğunun göstergesi nedir?
Sevgili Peygamberimiz (sav) Ramazan ayını her yönüyle nasıl ihya ederdi? Bu hususta uygulama ve tavsiyeleri nelerdir?
Herhangi bir iş yaparken birinin müdahalesiyle şevkim çok çabuk kırılıyor. Buna nasıl bir çözüm bulabiliriz? Büyüklerimizin bu konuda tavsiyesi var mıdır?
"Gavs-ı Geylani (ks) birisinin ecel-i mübremi hususunda meşiet-i İlahiyeden (Allah’ın iradesinden) istimdat ve niyaz etmesiyle teehhürüne (ertelenmesine) vesile olduğunu ehl-i keşf haber vermişler..." Ecel-i mübrem değişmez ecel demek. Ama bu cümleye göre sanki değiştirilebiliyormuş gibi algılanıyor! Bu ifadeyi izah eder misiniz ve Gavs-ı Geylani'nin bu hadisesini de anlatır mısınız?